اَلْقُحُولُ [el-ḵuḩûl] (ḩâ-yı mühmele ile قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْقَحْلُ [el-ḵaḩl] (فَحْلٌ [faḩl] vezninde ve harf-i halk için fethateynle) İfrât-ı zaʹf u hüzâlden bedenin derisi kupkuru olup kemiğe yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَلَ الشَّيْخُ قُحُولًا وَقَحِلَ قَحْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالرَّابِعِ وَقُحِلَ عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ قُحُولًا إِذَا يَبِسَ جِلْدُهُ عَلَى عَظْمِهِ
اَلْقُحُولُ [el-ḵuḩûl] (zammeteynle) Kurumak; yukâlu: قَحَلَ الشَّيْءُ يَقْحَلُ قُحُولًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı