اَلْقَحْزُ [el-ḵaḩz] (ḵâf’ın fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) Sıçramak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَزَ الرَّجُلُ قَحْزًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا وَثَبَ Ve muztarib ve bî-karâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَزَ الرَّجُلُ إِذَا قَلِقَ Şârih bu iki maʹnâyı bir ʹadd eylemekle muztarib olup yerinden sıçramak demek olur. Ve değnekle vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَزَهُ بِالْعَصَا إِذَا ضَرَبَهُ بِهَا Ve yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَزَ بِالرَّجُلِ إِذَا صَرَعَهُ Ve redd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قُحِزَ الرَّجُلُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا رُدَّ
اَلْقَحْزُ [el-ḵaḩz] (ḵâf’ın fethi ve ḩâ-i mühmelenin sükûnuyla) Sıçramak ve ıztırâb etmek; yukâlu: ضَرَبْتُهُ فَقَحَزَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı