el-ḵidet ~ اَلْقِدَةُ

Kamus-ı Muhit - القدة maddesi

اَلْوَقْدُ [el-vaḵd] (وَعْدٌ [vaʹd] vezninde) ve

اَلْوُقُودُ [el-vuḵûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْقِدَةُ [el-ḵidet] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) ve

اَلْوَقَدَانُ [el-veḵadân] (fetehâtla) Bunlar da âteş yanmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَدَتِ النَّارُ وَقَدًا وَوَقْدًا وَوُقُودًا وَقِدَةً وَوَقَدَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اشْتَعَلَتْ

Vankulu Lugatı - القدة maddesi

اَلْقِدَةُ [el-ḵidet] (ḵâf’ın kesri ve dâl’ın tahfîfiyle) Kezâlik bi-maʹnâhu.

اَلْقِدَّةُ [el-ḵiddet] (kezâlik ḵâf’ın kesriyle) Kayışlar pâresi. Ve

قِدَّةٌ [ḵiddet] Tarîkate, halâyıktan bir bölüğe derler ki her birinin havâsı âharın havâsına muhâlif ola; kâlallâhu taʹâlâ ﴿كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا﴾ (الجن 11) Ve

قِدٌّ [ḵidd] Deriden olan kaba dahi derler; yukâlu: “مَا لَهُ قِدٌّ وَلَا قِحْفٌ” Ve قِحْفٌ [ḵiḩf] ağaçtan olan kaba derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı