el-ḵudâr ~ اَلْقُدَارُ

Kamus-ı Muhit - القدار maddesi

اَلْقُدَارُ [el-ḵudâr] (هُمَامٌ [humâm] vezninde) Orta boylu adama denir. Ve aşçıya denir. ʹAlâ-kavlin deve kassâbına denir, جَزَّارٌ [cezzâr] maʹnâsına. Ve çömlekte taʹâm tabh eder olan adama denir. Ve Ḵudâr b. Sâlif, Ṡâliḩ peygamber ʹalâ-nebiyyinâ ve ʹaleyhi’s-selâm hazretlerinin nâkasını ʹakr eden bed-bahtın ismidir. Ve Ḵudâr b. ʹAmr b. Ḋubayʹa, re΄îs-i kabîle-i Rebîʹa’dır. Ve

قُدَارٌ [ḵudâr] Büyük ejderhâya denir; yukâlu: فِي الطَّرِيقِ قُدَارٌ أَيْ ثُعْبَانٌ عَظِيمٌ

اَلْقُدْرَةُ [el-ḵudret] (ḵâf’ın zammıyla) ve

اَلْمَقْدِرَةُ [el-maḵdiret] (mîm’in fethi ve dâl’ın harekât-ı selâsıyla) ve

اَلْمِقْدَارُ [el-miḵdâr] ve

اَلْقَدَارَةُ [el-ḵadâret] (ḵâf’ın fethiyle) ve

اَلْقُدُورَةُ [el-ḵudûret] (zammeteynle) ve

اَلْقُدُورُ [el-ḵudûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْقِدْرَانُ [el-ḵidrân] (ḵâf’ın kesriyle) ve

اَلْقَدَار [el-ḵadâr] (ḵâf’ın fethi ve kesriyle) Gınâ ve yesâr maʹnâsınadırlar; yukâlu: هُوَ ذُو قُدْرَةٍ وَمَقْدِرَةٍ وَمِقْدَارٍ وَقَدَارَةٍ وَقُدُورَةٍ وَقُدُورٍ وَقِدْرَانٍ وَقَدَارٍ أَيْ ذُو غِنًى وَيَسَارٍ Ve bunlar zor ve kuvvet maʹnâsına gelirler, bu maʹnâda masdar olurlar; yukâlu: قَدَرَ عَلَيْهِ وَقَدِرَ قُدْرَةً وَمَقْدِرَةً وَقَدَارَةً وَقُدُورَةً وَقُدُورًا وَقِدْرَانًا وَقَدَارًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا قَوِيَ عَلَيْهِ وَهُوَ قَادِرٌ وَقَدِيرٌ

Vankulu Lugatı - القدار maddesi

اَلْقُدَارُ [el-ḵudâr] (ḵâf’ın zammı ve dâl’ın tahfîfiyle) Deve kassâbı, جَزَّارٌ [cezzâr] maʹnâsına. Baʹzılar طَبَّاخٌ [tabbâḣ]tır dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı