اَلْقَفْسُ [el-ḵafs] (ḵâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْقُفُوسُ [el-ḵufûs] (جُلُوسٌ [culûs] vezninde) Ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَسَ الرَّجُلُ قَفْسًا وَقُفُوسًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا مَاتَ Ve âhûnun ellerini ve ayaklarını bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَسَ الظَّبْيَ إِذَا رَبَطَ يَدَيْهِ وَرِجْلَيْهِ Ve bir kimsenin saçından kavrayıp tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَسَ فُلاَنًا إِذَا أَخَذَ بِشَعْرِهِ Ve bir nesneyi bir kimse yedinden gazabla çekip alır vechile almak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَسَ الشَّيْءَ إِذَا أَخَذَهُ أَخْذَ انْتِزَاعٍ وَغَضَبٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı