اَلْقُفُوفُ [el-ḵufûf] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Ot kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَّ الْعُشْبُ قُفُوفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا يَبِسَ Kezâlik libâs baʹde’l-gasl kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَّ الثَّوْبُ إِذَا جَفَّ بَعْدَ الْغَسْلِ Ve havftan nâşî bedenin tüyleri kabarmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَّ شَعْرُهُ إِذَا قَامَ فَزَعًا Ve sarrâf kâfiri akçe sayarken parmakları aralığından sıvıştırıp uğurlamak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَّ الصَّيْرَفِيُّ إِذَا سَرَقَ الدَّرَاهِمَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ
اَلْقُفُوفُ [el-ḵufûf] (zammeteynle) Giysi yuduktan sonra kurumak; yukâlu: قَفَّ الثَّوْبُ قُفُوفًا Aṡmaʹî eyitti: قَفَّ الْعُشْبُ derler kaçan ot ziyâde kurusa; yukâlu: اَلْإِبِلُ فِيمَا شَاءَتْ مِنْ جَفِيفٍ وَقَفِيفٍ Ve
قُفُوفٌ [ḵufûf] Korkudan kıllar ürpermeğe dahi derler; yukâlu: قَفَّ شَعْرِي أَيْ قَامَ مِنَ الْفَزَعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı