اَلْقَلْقَلَةُ [el-ḵalḵalet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Seslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَلْقَلَ الشَّيْءُ إِذَا صَوَّتَ Ve
قَلْقَلَةٌ [ḵalḵalet] ve
قِلْقَالٌ [ḵilḵâl] (زِلْزَالٌ [zilzâl] vezninde) Bir nesneyi ırgalayıp depretmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَلْقَلَ الشَّيْءَ إِذَا حَرَّكَهُ Ve baʹzılar ʹindinde قَلْقَالٌ [ḵalḵâl]de ḵaf’ın fethiyle de câ΄izdir, ʹalâ-kavlin kesr ile masdar ve feth ile ismdir. Ve seyr ve seyâhat edip gezmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَلْقَلَ الرَّجُلُ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ بِهَا
اَلْقَلْقَلَةُ [el-ḵalḵalet] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Âvâz vermek ki savtı hikâyet olur; yukâlu: قَلْقَلَ إِذَا صَوَّتَ Ve
قَلْقَلَةٌ [ḵalḵalet] Bir nesneyi ırgalamağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı