el-itlâ΄ ~ اَلْإِتْلَاءُ

Kamus-ı Muhit - الإتلاء maddesi

اَلْإِتْلَاءُ [el-itlâ΄] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi âhere tâbiʹ kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ إِيَّاهُ إِذَا أَتْبَعْتَهُ Ve bir kimseye bir nesneyi ihâle ve tefvîz eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ عَلَيْهِ إِذَا أَحَلْتَهُ Ve bir adama ʹahd ve emân vermek maʹnâsınadır; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ ذِمَّةً أَيْ أَعْطَيْتُهُ إِيَّاهَا Mü΄ellif bunu tekrâr eylemiştir. Ve medyûn zimmetinde matlûbdan bir mikdârını alıkomak maʹnâsınadır; tekûlu: أَتْلَيْتُ حَقِّي عِنْدَهُ إِذَا أَبْقَيْتَ مِنْهُ بَقِيَّةً Ve bir adama sehm-i civâr vermek maʹnâsınadır; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ سَهْمًا أَيْ أَعْطَيْتُهُ لِيَسْتَجِيرَ بِهِ ʹArabın ʹâdeti budur ki bir kimse birinin civâr ve emânında olup bir âher semte ʹazm eyledikte ondan maʹlem ve ismi mersûm ok istishâb eder; civârında olduğuna nişân olmakla esnâ-i râhta taʹarruzdan emîn olur. Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] Nâkanın veledi ardına düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَتْلَتِ النَّاقَةُ إِذَا تَلَاهَا وَلَدُهَا

Vankulu Lugatı - الإتلاء maddesi

اَلْإِتْلَاءُ [el-itlâ΄] (hemzenin kesriyle) Bir kimseyi tâbiʹ kılmak; tekûlu: مَا زِلْتُ أَتْلُوهُ حَتَّى أَتْلَيْتُهُ أَيْ تَقَدَّمْتُهُ وَصَارَ خَلْفِي Yaʹnî “Ona tâbiʹ iken onun metbûʹu oldum.” Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] Nâkaya veledi tâbiʹ olmağa dahi derler; yukâlu: أَتْلَتِ النَّاقَةُ إِذَا تَلَاهَا وَلَدُهَا Ve minhu kavluhum: لَا دَرَيْتَ وَلَا أَتْلَيْتَ Yaʹnî bed-duʹâ mahallinde ʹArab tâ΄ifesi لَا أَتْلَيْتَ derler, “Nâkana veled tâbiʹ olmasın” maʹnâsına. Ve bu Yûnus rivâyetidir, lâkin إِتْلَاءٌ [itlâ΄] bu takdîrce nâka sâhibinin sıfatı olur, nâkanın sıfatı olmaz. Ve bu mahalle müteʹallik fasl-ı hemzede أَلْوٌ tefsîrinde baʹzı kelimât mürûr etmiştir. Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] İnsânı veled sâhibi kılmağa dahi derler; yukâlu: أَتْلَاهُ اللهُ أَطْفَالًا أَيْ أَتْبَعَهُ أَوْلَادًا Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] Bir mikdâr hak alıkomağa dahi derler; tekûlu: أَتْلَيْتُ حَقِّي عِنْدَهُ إِذَا أَبْقَيْتَ مِنْهُ بَقِيَّةً Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] Mutlakan sebkat maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ إِذَا سَبَقْتَهُ Ve havâle kılmak maʹnâsına da gelir; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ إِذَا أَحَلْتَهُ Ve

إِتْلَاءٌ [itlâ΄] Bir kimseye baʹzı nesne ʹahd edip zimmet vermeğe dahi derler; tekûlu: أَتْلَيْتُهُ ذِمَّةً أَيْ أَعْطَيْتُهُ إِيَّاهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı