el-ebyaḋ ~ اَلْأَبْيَضُ

Kamus-ı Muhit - الأبيض maddesi

اَلْأَبْيَضُ [el-ebyaḋ] (hemzenin fethiyle) Ak nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ أَبْيَضُ أَيْ ضِدُّ الْأَسْوَدِ يَعْنِي ذُو بَيَاضٍ Cemʹi بِيضٌ [bîḋ] gelir bâ’nın kesriyle, aslı بُيُضٌ [buyuḋ] idi bâ’nın zammıyla, yâ΄ sahîh olmak için yaʹnî yâ’yı sıyânet için zammeyi kesreye tebdîl eylediler. Ve

أَبْيَضُ [ebyaḋ] Kılıca ıtlâk olunur. Ve gümüşe ıtlâk olunur. Ve bir kevkeb ismidir ki kehkeşânın hâşiyesinde vâkiʹdir. Ve

أَبْيَضُ [ebyaḋ] ʹIrz ve nâmûsu lekesiz, pâk ve pâkîze adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ أَبْيَضُ أَيِ النَّقِيُّ الْعِرْضِ Ve

أَبْيَضُ [Ebyaḋ] Ḩaremeyn beyninde ʹArc nâm mahalde bir cebel adıdır. Ve Mekke’de bir cebel adıdır. Ve Medâyin’de ekâsire-i ʹAcem binâ-kerdesi bir kasrın ismidir, ʹacâyib-i dünyâdan maʹdûd idi. Hulefâ-yı ʹAbbâsiyye’den Muktefî-billâh yıktırıp enkâzıyla Baġdâd’da Tâc nâm sarâyı binâ eyledi. Garâyib-i inkılâbâttandır ki şerefelerinin enkâzıyla sarây-ı mezbûrun esâsı ve esâsının enkâzıyla sarây-ı merkûmun şerefeleri binâ olunmakla halîfe bu gûne takallübden istiʹcâb eyledi.

Vankulu Lugatı - الأبيض maddesi

اَلْأَبْيَضُ [el-ebyaḋ] (hemzenin ve bâ’nın fethiyle) Ak, sefîd maʹnâsına. Ve kılıç maʹnâsına da gelir, سَيْفٌ [seyf] gibi. Ve cemʹi بِيضٌ [bîḋ] gelir, nitekim mürûr etti.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı