el-ebîl ~ اَلْأَبِيلُ

Kamus-ı Muhit - الأبيل maddesi

اَلْأَبِيلُ [el-ebîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Değneğe denir, عَصَا [ʹaṡâ] maʹnâsına. Ve Süryânî lisânında hazîn ve gamgîn adama denir. Ve Naṡârâ tâ΄ifesinin re΄îsine yâhûd papazlarına denir, رَاهِبٌ [râhib] maʹnâsına yâhûd sâhib-i nâkûslarına denir ki zâhiren mü΄ezzin makâmında olur, cemʹi آبَالٌ [âbâl]dır, شَهِيدٌ [şehîd] ve أَشْهَادٌ [eşhâd] gibi ve أُبْلٌ [ubl]dur hemzenin zammıyla. Bu cihetle أَبِيلُ الْأَبِيلِينَ [ebîlu’l-ebîlîn] ki papazlar papazı demektir, Naṡârâ tâ΄ifesi ʹÎsâ ʹalâ-nebiyyinâ ve ʹaleyhi’s-selâ hazretlerini murâd ederler. Mü΄ellif وَالْحَزِينُ بِالسُّرْيَانِيَّةِ وَرَئِيسُ النَّصَارَى أَوِ الرَّاهِبُ ʹibâretiyle sebt eylemekle muktezâ-yı siyâk bu maʹnâda أَبِيلٌ [ebîl] Süryânî olup ve sebeb-i tesmiye حُزْنٌ mâddesi olmaktır, niteki رَاهِبٌ [râhib] havf maʹnâsına olan رَهْبٌ [rehb]dendir. Ve Zemaḣşerî, Esâs’ta dedi ki أَبَلَتِ الْإِبِلُ derler, deve yaş yonca yemekle sudan kâniʹ ve fârig olsa; ve تَأَبَّلَ فُلَانٌ derler, nikâhı ve kurbân-ı nisvânı terk eylese; ve رَاهِبٌ [râhib]e أَبِيلٌ [ebîl] ıtlâkı bu maʹnâdandır; yukâlu: أَبِلَ أَبَالَةً فَهُوَ أَبِيلٌ مِثْلَ فَقِهَ فَقَاهَةً فَهُوَ فَقِيهٌ Ve İbn Ešamp;îr dahi Nihâye’de vech-i mezkûr üzere beyân eylemiştir. Mü΄ellif dahi bu maʹnâları yukarıda sebt eylemiştir, fe’lyunzar.

Vankulu Lugatı - الأبيل maddesi

اَلْأَبِيلُ [el-ebîl] (elifin fethi ve bâ’nın kesri ve meddiyle) Râhiblerin başı.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı