el-emânet ~ اَلْأَمَانَةُ

Kamus-ı Muhit - الأمانة maddesi

اَلْأَمَانَةُ [el-emânet] (سَلَامَةٌ [selâmet] vezninde) Bir adam emîn ve muʹtemed olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمُنَ الرَّجُلُ أَمَانَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَانَ أَمِينًا Ve أَمَانَةٌ [emânet] bu maʹnâda ism olur; yukâlu: هُوَ أَهْلُ الْأَمَانَةِ أَيْ لَيْسَ فِيهِ خِيَانَةٌ Ve emîn kimse ʹuhdesine vedîʹa kılınan nesneye denir; yukâlu: أَدَّى أَمَانَتَهُ أَيْ وَدِيعَتَهُ Mütercim der ki Hidâye şerhi Nihâye’de mestûrdur ki أَمَانَةٌ [emânet] وَدِيعَةٌ [vedîʹat]tan eʹammdır, zîrâ mâl-ı mudârebe ve ʹâriye ve bidâʹa ve mâl-ı şeriket makûlesine أَمَانَةٌ [emânet] ıtlâk olunur, وَدِيعَةٌ [vedîʹat] ıtlâk olunmaz. İntehâ. Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ﴾ اَلْآيَة، أَيِ الْفَرَائِضَ الْمَفْرُوضَةَ أَوِ النِّيَّةَ الَّتِي يَعْتَقِدُهَا فِيمَا يُظْهِرُهُ بِاللِّسَانِ مِنَ الْإِيمَانِ وَيُؤَدِّيهِ مِنْ جَمِيعِ الْفَرَائِضِ فِي الظَّاهِرِ لِأَنَّ اللهَ تَعَالَى إِئْتَمَنَهُ عَلَيْهَا وَلَمْ يُظْهِرْهَا لِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ Pes bir kimse lisânla izhâr eylediği tevhîd ve tasdîki kalbinde dahi izmâr ve iʹtikâd eylese emâneti edâ eylemiş olur. Ve eger zâhirde tasdîk ve tevhîd edip bâtında tekzîble nifâk ederse emâneti hâmil olup edâ eylemez olur. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre baʹzılar emâneti kelime-i tevhîd ile ve baʹzılar ʹadâlet ile ve baʹzılar hurûf-ı teheccî ile ve baʹzılar ʹakl ile tefsîr eylediler. Ve kavl-i ahîr müreccahtır, zîrâ maʹrifet-i tevhîd ve sâ΄iri onunla mütehassıl olur. Ve “ح،م،ل” mâddesinde mü΄ellif insândan murâd kâfirdir ve haml-i emânetten murâd hıyânettir diye dakîka beyân eylemişti. Ve baʹzılar ʹindinde tabîʹiyye ve ihtiyâriyyeye şâmil tâʹat-ı ilâhîdir, lâkin agleb olan ʹakl ve teklîftir. Ve ibâ΄ ve imtinâʹdan murâd ibâ-i tabîʹîdir ki ʹadem-i liyâkat u kâbiliyyetlerinden ʹibârettir. Ve haml-i insândan murâd nevʹ-i insânın fıtratlarında merkûz olan kâbiliyyet ve istiʹdâdlarıdır. Ve zalûm ve cehûl olmaları kuvvet-i gazabiyye ve şeheviyyelerinin gâlib olmasına mebnîdir. Kâle lisânu’l-gayb: “Âsumân bâr-ı emânet ne-tuvânist keşîd” Kurʹa-i ʹışk be-nâm-ı men-i dîvâne zedend” İntehâ.

Vankulu Lugatı - الأمانة maddesi

اَلْأَمَانَةُ [el-emânet] (hemzenin fethi ve mîm’in tahfîfi ile) Emîn olmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı