et-te΄bîn ~ اَلتَّأْبِينُ

Kamus-ı Muhit - التأبين maddesi

اَلتَّأْبِينُ [et-te΄bîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi bir adamı yüzüne karşı ʹayblamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّنَهُ إِذَا عَابَهُ فِي وَجْهِهِ Ve pişirip yemek için devenin damarından fasd eylemek maʹnâsınadır ki ehl-i bâdiye kaht eyyâmında ederler; yukâlu: أَبَّنَ الرَّجُلُ إِذَا فَصَدَ عِرْقَ الْبَعِيرِ لِيُؤْخَذَ دَمَهُ فَيُشْوَى وَيُؤْكَلَ Ve vefât eylemiş adamın mehâsin ve evsâfını yâd ederek medh ve senâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّنَهُ إِذَا مَدَحَهُ بَعْدَ مَوْتِهِ Ve ize uymak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّنَهُ إِذَا اقْتَفَى أَثَرَهُ Ve bir nesneye muntazır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّنَهُ إِذَا تَرَقَّبَهُ

Vankulu Lugatı - التأبين maddesi

اَلتَّأْبِينُ [et-te΄bîn] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimseyi yaramazlıkla yâd etmek; nitekim Resûl’ün sallallâhu ʹaleyhi ve sellem meclis-i şerîfinin vasfında “لَا تُؤَبَّنُ فِيهِ الْحُرَمُ” buyurulmuştur, yaʹnî onda “Hurumât-ı halâyık kubhle zikr olunmaz.” Ve Ebû Zeyd eyitti: تَأْبِينٌ [te΄bîn] bir nesneyi gözetmeğe derler; tekûlu: أَبَّنْتُ الشَّيْءَ إِذَا رَقَبْتَهُ Ve Aṡmaʹî تَأْبِينٌ [te΄bîn] bir nesnenin izin sürmeğe dahi derler dedi. Ve

تَأْبِينٌ [te΄bîn] Bir kimse öldükten sonra onun sıfât-ı hamîdesin anıp ağlamağa da derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı