اَلْإِيخَاءُ [el-îḣâ΄] (إِيفَاءٌ [îfâ΄] vezninde) ve
اَلتَّأَخِّي [et-te΄aḣḣî] (تَأَبِّيٌّ [te΄ebbiyy] vezninde) Bunlar da karındaş olmak maʹnâsınadır; tekûlu: آخَيْتُ وَتَأَخَّيْتُ لَهُ أَيْ صِرْتُ لَهُ أَخًا Ve
تَأَخِّي [te΄aḣḣî] Bir nesnenin lâyık olanını taleb ve taharrî eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: تَأَخَّيْتُ الشَّيْءَ إِذَا تَحَرَّيْتَهُ Ve bir adamı karındaş edinmek yâhûd karındaş diye çağırmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَأَخَّيْتُهُ أَخًا أَيِ اتَّخَذْتُهُ أَوْ دَعَوْتُهُ أَخًا
اَلتَّأَخِّي [et-te΄aḣḣî] (fethateynle ve ḣâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Bir kimseyi karındaş edinmek; tekûlu: تَأَخَّيْتُ أَخًا أَيِ اتَّخَذْتُ أَخًا ve
تَأَخِّي [te΄aḣḣî] Taleb ve taharrî etmeğe dahi derler; tekûlu: تَأَخَّيْتُ الشَّيْءَ إِذَا تَحَرَّيْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı