اَلتَّنَصُّفُ [et-tenaṡṡuf] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) إِسْتِنْصَافٌ [istinṡâf] maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ مِنْهُ بِمَعْنَى اِسْتَنْصَفَ Ve kız başına nezkeb örtünmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَتِ الْجَارِيَةُ إِذَا اخْتَمَرَتْ Ve bir adama hizmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ إِلَيْهِ إِذَا خَدَمَهُ Ve bir kimseyi istihdâm eylemek maʹnâsına olmakla lâzım ve müteʹaddî olur; yukâlu: تَنَصَّفَ فُلاَنًا إِذَا اسْتَخْدَمَهُ Ve bir adamdan yanında olan nesneyi istemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ زَيْدًا إِذَا طَلَبَ مَا عِنْدَهُ Ve huzûʹ ve tevâzuʹ kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ فُلاَنًا إِذَا خَضَعَ لَهُ Ve emîr ve hâkimden dâd-hâh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ السُّلْطَانَ إِذَا سَأَلَهُ أَنْ يُنْصِفَهُ Ve saç ve sakal ağarmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّفَ الشَّيْبُ إِيَّاهُ إِذَا عَمَّهُ Ve bir adamı iki kimse aralıklarına tevsît ve idhâl eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: تَنَصَّفْنَاكَ بَيْنَنَا أَيْ جَعَلْنَاكَ بَيْنَنَا
اَلتَّنَصُّفُ [et-tenaṡṡuf] (fethateynle ve ṡâd’ın zammı ve teşdîdiyle) Kezâlik ʹavret nezkeb giymek; yukâlu: تَنَصَّفَتِ الْجَارِيَةُ إِذَا اخْتَمَرَتْ Ve
تَنَصُّفٌ [tenaṡṡuf] Hizmet etmeğe dahi derler, yukâlu: تَنَصَّفَ إِذَا خَدَمَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı