er-refʹ ~ اَلرَّفْعُ

Kamus-ı Muhit - الرفع maddesi

اَلرَّفْعُ [er-refʹ] (نَفْعٌ [nefʹ] vezninde) Yukarı kaldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَعَهُ رَفْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ ضِدُّ وَضَعَهُ Ve yürümekte şiddet ve mübâlaga eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki tabanı kaldırmak taʹbîr olunur; yukâlu: رَفَعَ الْبَعِيرُ فِي سَيْرِهِ إِذَا بَالَغَ Ve bu maʹnada müteʹaddî olur; tekûlu: رَفَعَتِ الْبَعِيرُ فِي سَيْرِهِ فَرَفَعَ هُوَ Ve birbirinden ʹâlî ve eşref bilâd ve arâzî gezmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: رَفَعَ الْقَوْمُ إِذَا أَصْعَدُوا فِي الْبِلاَدِ Ve ekini biçtikten sonra harman yerine kaldırmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: رَفَعَ الزَّرْعَ إِذَا حَمَلُوهُ بَعْدَ الْحَصَادِ إِلَى الْبَيْدَرِ

Vankulu Lugatı - الرفع maddesi

اَلرَّفْعُ [er-refʹ] (râ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Kaldırmak; yukâlu: رَفَعْتُهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Ve

رَفْعٌ [refʹ] Muʹrebâtta zamm mesâbesinde olan harekettir mebniyyâtta. Ve bu ehl-i nahv ıstılâhıdır. Ve

رَفْعٌ [ref΄] Haber nakl etmeğe dahi derler; yukâlu: رَفَعَ فُلَانٌ عَلَى الْعَامِلِ رَفِيعَةً Ve fi’l-hadîsi: “كُلُّ رَافِعَةٍ رَفَعَتْ عَلَيْنَا مِنَ الْبَلَاغِ أَنِّي قَدْ حَرَّمْتُ الْمَدِينَةَ” Yaʹnî “Her cemâʹat bizden haber nakl eder, siz dahi bizden bu haberi nakl edin ki o “أَنِّي قَدْ حَرَّمْتُ الْمَدِينَةَ” kavlidir yaʹnî Medîne’nin eşcâr ve nebâtâtın katʹından menʹ ettim.” Ve

رَفْعٌ [refʹ] Ekini biçtikten sonra harman yerine nakl etmeğe dahi derler; yukâlu: رَفَعَ الْبَعِيرُ فِي السَّيْرِ إِذَا بَالَغَ Ve deveyi seyre kındırmağa dahi derler, müteʹaddî ve lâzım gelir. Ve

رَفْعٌ [refʹ] Bir nesneyi yakın getirmeğe dahi derler; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍ﴾ (الواقعة 34) أَيْ مُقَرَّبَةٍ لَهْمُ Ve min zâlike kavluhum: رَفَعْتُهُ إِلَى السُّلْطَانِVe baʹzılar eyitti: مَرْفُوعَة [merfûʹat] مُكَرَّمَة [mukerremet] maʹnâsınadır ki maksûd ezvâc-ı mükerremâttır; “اَللهُ يَرْفَعُ مَنْ يَشَاءُ وَيَخْفِضُ مَنْ يَشَاءُ” dediklerinden me΄hûzdur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı