اَلرَّقِيعُ [er-reḵîʹ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Ve
اَلْمَرْقَعَانُ [el-merḵaʹân] (مَرْتَبَانٌ [mertebân] vezninde) Ahmak ve şaşkın kimseye ıtlâk olunur; gûyâ ki ʹakl ve idrâki yamalı yâhûd yamaya ve meremmete muhtâcdır. Mü΄ennesi رَقْعَاءُ [raḵʹâ΄] ve مَرْقَعَانَةٌ [merḵaʹânet]tir; yukâlu: رَجُلٌ رَقِيعٌ وَمَرْقَعَانٌ أَيْ أَحْمَقُ وَامْرَأَةٌ رَقْعَاءُ وَمَرْقَعَانَةٌ Ve
رَقِيعٌ [reḵîʹ] Feleke, ʹalâ-kavlin evvelki feleke denir, zâhiren her biri üstündeki feleke nisbetle örülmüş yama menzilinde olduğu için.
اَلرَّقِيعُ [er-reḵîʹ] (râ’nın fethi ve ḵâf’ın kesri ve meddiyle) Dünyâ göğü, semâ-i dünyâ maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “مِنْ فَوْقِ سَبْعَةِ أَرْقِعَةٍ” Lafz-ı سَبْعَةٌ [sebʹat] sîga-i tezkîr üzere geldiği gûyâ ki سَقْفٌ maʹnâsı irâde olunmuştur. Ve
رَقِيعٌ [reḵîʹ] Ahmak olan kimseye dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı