er-rafaḋ ~ اَلرَّفَضُ

Kamus-ı Muhit - الرفض maddesi

اَلرَّفْضُ [er-rafḋ] (خَفْضٌ [ḣafḋ] vezninde) ve

اَلرَّفَضُ [er-rafaḋ] (fethateynle) Terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَهُ رَفْضًا وَرَفَضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا تَرَكَهُ Ve develeri otladıkta müseyyeb salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَ الْإِبِلَ إِذَا تَرَكَهَا تَتَبَدَّدُ فِي مَرْعَاهَا Ve

رَفْضٌ [rafḋ] Otlakta müseyyeb salıverilmiş develere denir; fethateynle de câ΄izdir. Cemʹi أَرْفَاضٌ [erfâḋ] gelir. Ve

رَفَضٌ [rafaḋ] Hurmânın salkımı dağılıp kapçıkları dökülmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَ النَّخْلُ إِذَا انْتَشَرَ عِذْقُهُ وَسَقَطَ قِيقَاؤُهُ Ve dere açılıp bolalmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَ الْوَادِي إِذَا اتَّسَعَ Ve atmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَهُ إِذَا رَمَاهُ

Vankulu Lugatı - الرفض maddesi

اَلرَّفَضُ [er-refaḋ] (fethateynle) Kezâlik merʹâda salma yürüyen deve. Ve

رَفَضٌ [refaḋ] Devekuşu bölüklerine dahi derler. Ve

رَفَضٌ [refaḋ] Kırbada olan az suya dahi derler; yukâlu: فِي الْقِرْبَةِ رَفَضٌ مِنْ مَاءٍ أَيْ قَلِيلٌ

اَلرَّفْضُ [er-refḋ] (râ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Terk etmek; yukâlu: رَفَضَهُ يَرْفُضُهُ رَفْضًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي Ve

رَفْضٌ [refḋ] Deveyi istediği yerden otlasın diye merʹâda terk etmeğe dahi derler; tekûlu: رَفَضْتُ الْإِبِلَ أَرْفُضُهَا إِذَا تَرَكْتَهَا تَتَبَدَّدُ فِي مَرْعَاهَا حَيْثُ أَحَبَّتْ لَا تَثْنِيهَا عَمَّا تُرِيدُ Ve

رَفْضٌ [refḋ] Zikr olunan develere dahi derler. Ve

رَفْضٌ [refḋ] Hurmâ salkımı dağılmağa dahi derler; yukâlu: رَفَضَ النَّخْلُ إِذَا انْتَشَرَ عِذْقُهُ وَسَقَطَ قِيقَاؤُهُ Ve قِيقَاءُ [ḵîḵâ΄] ḵâf-ı evvelin kesriyle hurmâ çiçeğinin kabına derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı