Kamus-ı Muhit - السالغ maddesi

اَلسَّالِغُ [es-sâliġ] Sinni zikr olunan سُلُوغٌ [sulûġ] derecesine varmış çatal tırnaklı hayvâna denir; yukâlu: بَقَرَةٌ سَالِغٌ وَنَعْجَةٌ سَالِغٌ Mertebe-i mezbûreye hayvân kemâlini buldukta varır. Zîrâ bakarın veledine evvelki senede عِجْلٌ [ʹicl] denir, baʹdehu تَبِيعٌ [tebîʹ], baʹdehu جَذَعٌ [cežaʹ], baʹdehu ثَنِيٌّ [šamp;eniyy], baʹdehu رَبَاعٌ [rebâʹ], baʹdehu سَدِيسٌ [sedîs], ve altı yaşından sonra سَالِغُ سَنَةٍ [sâliġu senet] ve سَالِغُ سَنَتَيْنِ [sâliġu seneteyn] denir. Burada سَدِيسٌ [sedîs]ten iʹtibâr ile izâfe-i سِنِينَ [sinîn] ederler. Ve koyun kısmının veledine evvelki senede حَمَلٌ [ḩamel] ve keçinin veledine جَدْيٌ [cedy] denir. Baʹdehu ikisine de جَذَعٌ [cežaʹ], baʹdehu ثَنِيٌّ [šamp;eniyy] baʹdehu رَبَاعٌ [rebâʹ] baʹdehu سَدِيسٌ [sedîs] baʹdehu ke-mâ fi’s-sâbik سَالِغٌ [sâliġ] denir.

Vankulu Lugatı - السالغ maddesi

اَلسَّالِغُ [es-sâliġ] (lâm’ın kesriyle) Zikr olunan sinnde olan hayvân; ve yukâlu: سَلَغَتْ وَصَلَغَتْ فَهِيَ سَالِغٌ وَصَالِغٌ أَيْضًا Ve mü΄enneste dahi bi-gayri hâ΄ istiʹmâl olunur. Ve bu zikr olunan altıncı tamâm oldukta olur. Ve سُلُوغٌ [sulûġ] çatal tırnaklı olan davarda بُزُولٌ [buzûl] gibidir deve kısmından, zîrâ سُلُوغٌ [sulûġ] ve بُزُولٌ [buzûl] zikr olunan hayvânlar kemâlin buldukta ıtlâk olunur, zîrâ sığırın veledine sene-i ûlâda عِجْلٌ [ʹicl] derler, bi-kesri’l-ʹayn ve sükûni’l-cîm: تَبِيعٌ بَعْدَهُ جَذَعٌ بِالْفَتْحَتَيْنِ بَعْدَهُ ثَنِيٌّ بِفَتْحِ الثَّاءِ وَتَشْدِيدِ الْيَاءِ بَعْدَهُ رَبَاعٌ بِفَتْحِ الرَّاءِ بَعْدَهُ سَدِيسٌ بِفَتْحِ السِّينِ وَكَسْرِ الدَّالِ بَعْدَهُ سَالِغٌ derler, baʹdehu سَالِغُ سَنَةٍ ve سَالِغُ سَنَتَيْنِ bâligan mâ belega. Ve koyun veledine sene-i ûlâda حَمَلٌ [ḩamel] bi’l-fethateyni yâhûd جَدْيٌ [cedy] bi-fethi’l-cîm ve sükûni’d-dâl, eger keçi yavrusu olursa, baʹdehu جَذَعٌ بِالْفَتْحَتَيْنِ بَعْدَهُ ثَنِيٌّ بِفَتْحِ الثَّاءِ وَتَشْدِيدِ الْيَاءِ بَعْدَهُ رَبَاعٌ بِفَتْحِ الرَّاءِ بَعْدَهُ سَدِيسٌ بَعْدَهُ سَالِغٌ derler.