eş-şerec ~ اَلشَّرَجُ

Kamus-ı Muhit - الشرج maddesi

اَلشَّرَجُ [eş-şerec] (fethateynle) Kova ve çuval ve hurc makûlesinin kulplarına denir, عُرَى [ʹurâ] maʹnâsına ki عُرْوَةٌ [ʹurvet]in cemʹidir. Şârihin beyânına göre bu müfreddir. Cemʹi أَشْرَاجٌ [eşrâc] gelir. Pes mü΄ellifin اَلشَّرَجُ اَلْعُرَى ʹibâretiyle resmi cins iʹtibârına mebnî olur. Ve kežâ fi’l-Esâs: عَقَدَ شَرَجَ الْعَيْبَةِ أَيْ عُرَاهَا Ve

شَرَجٌ [şerec] Derenin açılıp vüsʹatlendiği yere denir; مُنْفَسَحُ الْوَادِي maʹnâsına. Ve saman uğrusuna denir, مَجَرَّةُ السَّمَاءِ maʹnâsına. Felekte yol şeklinde nümâyân olan beyâzlıktır ki hurde kevâkib-i sehâbiyyenin ictimâʹından peydâ olur. Ve

شَرَجٌ [şerec] ʹAvretin fercine denir. Ve yarılmış yayda olan yarığa denir. Ve davarın hâyelerinin birisi âherinden büyük olmak maʹnâsınadır.

اَلشَّرْجُ [eş-şerc] (şîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Bölük ve fırka maʹnâsınadır; yukâlu: أَصْبَحُوا فِي هَذَا اْلأَمْرِ شَرْجَيْنِ أَيْ فِرْقَتَيْنِ Ve kara taşlıktan düz yere cârî olan su akıntısına denir. Cemʹi شِرَاجٌ [şirâc] gelir şîn’in kesriyle ve شُرُوجٌ [şurûc] gelir. Ve

شَرْجٌ [şerc] İki kimse ortak olmak, شِرْكَةٌ [şirket] maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَهُ فِي اْلأَمْرِ شَرْجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا شَرِكَهُ Ve bir nesneye şey΄-i âher katmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَ الشَّرَابَ بِالْمَاءِ إِذَا مَزَجَهُ Ve biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ Ve yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَ الرَّجُلُ إِذَا كَذَبَ Ve câme-dân ve torba ve kese makûlesinin kulplarını birbirine geçirip bend eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَ الْخَرِيطَةَ إِذَا دَاخَلَ بَيْنَ أَشْرَاجِهَا وَشَدَّهَا Ve

شَرْجٌ [şerc] Misl ve mânend maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَا شَرْجُ هَذَا أَيْ مِثْلُهُ Ve gûne ve nevʹ maʹnâsınadır; yukâlu: هُمَا شَرْجٌ وَاحِدٌ أَيْ نَوْعٌ Ve kerpici birbirinin yanına dizmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَجَ اللَّبِنَ إِذَا نَضَدَ بَعْضَهُ إِلَى بَعْضٍ Ve

شَرْجٌ [Şerc] Yemen’de bir vâdî adıdır. Ve Benû ʹAbs kabîlesine mahsûs bir su adıdır.

Vankulu Lugatı - الشرج maddesi

اَلشَّرَجُ [eş-şerec] (fethateynle) Kulp, köşe ve halka maʹnâsına; yukâlu: شَرَجُ الْعَيْبَةِ لِعُرَاهَا Ve عَيْبَةٌ [ʹaybet] ʹayn’ın fethiyle câme-dân maʹnâsına. Ve عُرَى [ʹurâ] ʹayn’ın zammıyla عُرْوَةٌ [ʹurvet]in cemʹidir, kulp maʹnâsına. Ve

شَرَجٌ [şerec] Gökte olan kehkeşâna dahi derler. Ve

شَرَجُ الْوَادِي [şerecu’l-vâdî] Dere ayrıldığı yere de derler.

اَلشَّرْجُ [eş-şerc] (şîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Şol su akıntısına derler ki taşlı yerden düz yere aka.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı