اَلشِّنْظِيرُ [eş-şinżîr] ve
اَلشِّنْظِيرَةُ [eş-şinżîret] (şîn’lerin kesriyle) Bed-hûy ve bed-mizâc ve bed-zebân kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ شِنْظِيرٌ وَشِنْظِيرَةٌ أَيْ سَيِّءُ الْخُلُقِ فَحَّاشٌ Ve şol kaya pâresine denir ki dağın rüknü olan yalçın kayadan çatlayıp aşağıya yuvarlanıp düşmüş ola. Ve
شِنْظِيرَةٌ [şinżîret] (hâ’yla) Dağın sivri ucuna denir.
اَلشِّنْظِيرُ [eş-şinżîr] (şîn’in kesri ve nûn’un sükûnu ve żâ’nın kesri ve meddiyle) ve
اَلشِّنْظِيرَةُ [eş-şinżîret] Kezâlik şol kimseye derler ki bed-hû ola, seyyi΄ü’l-huluk maʹnâsına. Pes شِنْظِيرَةٌ [şinżîret] müzekkere dahi ıtlâk olunur. Ve gâh olur ki شِنْذِيرَةٌ [şinžîret] dahi derler žâl-ı muʹceme ile žâl żâ’ya karîb olduğu için yâ lügat ola yâhûd lüsgat ola yaʹnî dilinde baʹzı âfeti olanların tekellümü ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı