eṡ-ṡamîm ~ اَلصَّمِيمُ

Kamus-ı Muhit - الصميم maddesi

اَلصَّمِيمُ [eṡ-ṡamîm] (ṡâd’ın fethiyle) Bir ʹuzvun kıvâmı yaʹnî o ʹuzvu hâmil olan kemiğe denir, incik kemiği gibi; yukâlu: ضَرَبَهُ فَأَصَابَ صَمِيمَهُ أَيِ الْعَظْمَ الَّذِي بِهِ قِوَامُ الْعُضْوِ Ve her nesnenin hâlisine denir; yukâlu: هُوَ صَمِيمُهُ أَيْ بُنْكُهُ وَخَالِصُهُ Ve صَمِيمُ الْحَرِّ وَالْبَرْدِ [ṡamîmu’l-ḩarrri ve’l-berd] harâret ve bürûdetin eşeddine ıtlâk olunur ki hâlisi olacaktır; yukâlu: جَاءَ فِي صَمِيمِ الْحَرِّ وَصَمِيمِ الْبَرْدِ أَيْ فِي أَشَدِّهِ Ve yumurtanın kuru olan taşra kabuğuna denir. Ve haseb ve nesebi magşûş olmayarak televvün ve telâʹub makûlesi maʹâyibden sâf ve âzâde adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ صَمِيمٌ أَيْ مَحْضٌ Ve bunun müfred ve cemʹi berâberdir.

Vankulu Lugatı - الصميم maddesi

اَلصَّمِيمُ [eṡ-ṡamîm] (ṡâd’ın fethi ve mîm’in kesri ve meddiyle) Bir nesnenin hâlisi; yukâlu: هُوَ فِي صَمِيمِ قَوْمِهِ Ve

صَمِيمٌ [ṡamîm] Bir nesnenin eşeddine dahi derler. صَمِيمُ الْحَرِّ وَصَمِيمُ الْبَرْدِ لِأَشَدِّهِ Ve

صَمِيمٌ [ṡamîm] Şol recüle dahi derler ki galîz ola. Ve baʹzılar eyitti: صَمِيمٌ [ṡamîm] cerî olup keskin olana derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı