اَلصَّنْعَةُ [eṡ-ṡanʹat] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) İşe denir, Fârisîde pîşe denir; tekûlu: مَا صَنْعَتُهُ أَيْ عَمَلُهُ Ve
صَنْعَةُ الْفَرَسِ [ṡanʹatu’l-feres] Ata gereği gibi takayyüd edip hüsn-i vechle riʹâyet ve tîmârdan ʹibârettir; yukâlu: أَجَادَ صَنْعَةَ فَرَسِهِ وَهِيَ حُسْنُ الْقِيَامِ عَلَيْهِ Ve
صُنْعٌ [ṡunʹ] ve
صَنْعَةٌ [ṡanʹat] Masdar olurlar, ata iyice bakıp güzelce tîmâr ve riʹâyet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَنَعَ فَرَسَهُ صُنْعًا وَصَنْعَةً إِذَا أَحْسَنَ الْقِيَامِ عَلَيْهِ Ve
صَنْعَةُ [Ṡanʹat] Yemen’de bir karye adıdır.
اَلصَّنْعَةُ [eṡ-ṡanʹat] (ṡâd’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) O pîşeyi işlemek. Ve
صَنْعَةٌ [ṡanʹat] Ata hûb tîmâr etmeğe dahi derler; tekûlu: صَنَعْتُ فَرَسِي صَنْعًا وَصَنْعَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı