eṡ-ṡavb ~ اَلصَّوْبُ

Kamus-ı Muhit - الصوب maddesi

اَلصَّوْبُ [eṡ-ṡavb] (أَوْبٌ [evb] vezninde) Dökülmek, إِنْصِبَابٌ [inṡibâb] maʹnâsınadır; yukâlu: صَابَ الْمَطَرُ يَصُوبُ صَوْبًا إِذَا انْصَبَّ Ve صَبِيبٌ [ṡabîb] maʹnâsınadır ki yağmurlu buluta ve şiddetle dökülen yağmura denir, tesmiye-bi’l-masdârdır; yukâlu: سَقَاهُمْ صَوْبُ السَّمَاءِ وَصَيْبُهَا Ve doğruluk ve dürüstlük maʹnâsınadır ki hata΄ mukâbilidir, savâb gibi; tekûlu: دَعْنِي وَعَلَيَّ خَطَائِي وَصَوْبِي Yaʹnî “Beni boşla, hatâ ve savâb kendimindir, eseri bana mürettebdir.” Ve bir nesneye hakkı üzere doğruluğuna varıp erişmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَابَ السَّهْمُ نَحْوَ الرَّمِيَّةِ صَوْبًا إِذَا قَصَدَهَا وَلَمْ يَجُرْ Ve havâdan yâhûd bir yüksek mahalden aşağıya doğru akıp inmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَابَ الشَّيْءُ إِذَا جَاءَ مِنْ عَلٍ Ve

صَوْبٌ [Ṡavb] Bir recül adıdır ki أَبُو قَبِيلَةٍ [ebû kabîlet]tir. Ve sıvık nesneyi döküp akıtmak, irâka maʹnâsınadır; yukâlu: صَابَ الْمَاءَ وَنَحْوَهُ أَيْ أَرَاقَهُ Ve sehâb yağmur inzâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَابَتِ السَّمَاءُ الْأَرْضَ أَيْ جَادَتْهَا بِالْمَطَرِ

Vankulu Lugatı - الصوب maddesi

اَلصَّوْبُ [eṡ-ṡavb] (ṡâd’ın fethiyle) Yağmurun gökten nâzil olması. Ve

صَوْبٌ [ṡavb] İsâbet maʹnâsına da gelir; yukâlu: دَعْنِي وَعَلَيَّ خَطَإِي وَصَوْبِي Yaʹnî savâb ve hatâ kendimindir. Ve

صَوْبٌ [ṡavb] Masdardır, nüzûl maʹnâsına; yukâlu: صَابَ يَصُوبُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا نَزَلَ Ve صَابَهُ الْمَطَرُ dahi derler, kaçan yağmura ıslansa.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı