اَلْقَرْقَرَةُ [el-ḵarḵaret] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Şiddetle kır kır ederek tercîʹle gülmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَرْقَرَ فِي ضَحِكِهِ إِذَا اسْتَغْرَقَ وَرَجَّعَ فِيهِ Ve deve kısmı kükreyerek böğürmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَرْقَرَ الْبَعِيرُ إِذَا هَدَرَ [Ve] قَرْقَارٌ [ḵarḵâr] ondan ismdir. Ve
قَرْقَرَةٌ [ḵarḵaret] Güvercin ötmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَرْقَرَتِ الْحَمَامَةُ إِذَا صَاتَتْ Ve
قَرْقَرَةٌ [ḵarḵaret] Toprağı yumuşak düz ve oturaklı yere denir; قَرْقَرٌ [ḵarḵar] dahi denir hâ’sız. Ve
قَرْقَرَةُ [Ḵarḵaret] Saʹd nâm kimsenin lakabıdır ki Nuʹmân b. Munžir nâm emîrin mudhik ve hâzili idi. Ve
قَرْقَرَةُ الْوَجْهِ [ḵarḵaratu’l-vech] Yüzün zâhirine, ʹalâ-kavlin mehâsininden manzarada nümâyân olan yerlerine denir; yukâlu: مَا أَحْسَنَ قَرْقَرَةَ وَجْهِهِ أَيْ ظَاهِرَهُ أَوْ مَا بَدَا مِنْ مَحَاسِنِهِ
اَلْقَرْقَرَةُ [el-ḵarḵaret] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Bir nevʹ gülmektir, dıhk maʹnâsına. Ve
قَرْقَرَةُ [ḵarḵaret] Saʹd nâm kimsenin lakabıdır ki Nuʹmân b. Munžir’in dıhkına yaʹnî gülmesine sebeb olurdu. Ve
قَرْقَرَةٌ [ḵarḵaret] Güvercin ötmesine dahi derler; yukâlu: قَرْقَرَتِ الْحَمَامَةُ قَرْقَرَةً Ve
قَرْقَرَةٌ [ḵarḵaret] Karın gürüldemeğe dahi derler; yukâlu: قَرْقَرَ بَطْنُهُ إِذَا صَوَّتَ Ve deve âvâzına dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı