Kamus-ı Muhit - القطيع maddesi

اَلْقَطِيعُ [el-ḵaṯîʹ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Koyun ve keçi ve deve ve sığır sürüsünden bir bölüğüne denir; cemʹi أَقْطَاعٌ [aḵṯâʹ] ve قُطْعَانٌ [ḵuṯʹân] gelir ḵâf’ın zammıyla ve قِطَاعٌ [ḵiṯâʹ] gelir ḵâf’ın kesriyle ve أَقَاطِيعُ [eḵâṯîʹ] gelir, gayr-i kıyâs üzere, gûyâ ki إِقْطِيعٌ [iḵṯîʹ] lafzından cemʹ olmuştur; yukâlu: مَرَّ قَطِيعٌ مِنَ الْغَنَمِ أَوِ النَّعَمِ أَيْ طَائِفَةٌ مِنْهَا Ve ucu kesilmiş kamçıya denir; yukâlu: سَوْطٌ قَطِيعٌ أَيْ مُنْقَطِعٌ طَرَفُهُ Ve misl ve nazîr maʹnâsına müstaʹmeldir; gûyâ ki şey΄-i müşâbihin biçimi üzere maktûʹdur; cemʹi قُطَعَاءُ [ḵuṯaʹâ΄] gelir, كُرَمَاءُ [kuremâ΄] vezninde; yukâlu: هُوَ قَطِيعُهُ أَيْ نَظِيرُهُ وَمِثْلُهُ Ve ok yonmak için tasmîm olunmuş ağaç yarmasına ve dala denir; cemʹi قُطْعَانٌ [ḵuṯʹân] gelir ḵâf’ın zammıyla ve أَقْطِعَةٌ [aḵṯiʹat] gelir, أَسْلِحَةٌ [esliḩat] vezninde ve قِطَاعٌ [ḵiṯâʹ] gelir ḵâf’ın kesriyle ve أَقْطُعٌ [aḵṯuʹ] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve أَقَاطِعُ [eḵâṯiʹ] gelir ve قُطُعٌ [ḵuṯuʹ] gelir zammeteyenle. Ve ağaçtan kesilmiş dala denir. Ve çok yarılıp yırtılır olan şey΄e ıtlâk olunur; yukâlu: شَيْءٌ قَطِيعٌ أَيْ كَثِيرُ الْإِخْتِرَاقِ Ve zebûnluktan yâhûd semizlikten kıyâma kudreti olmayana قَطِيعُ الْقِيَامِ [ḵaṯîʹu’l-ḵiyâm] ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ قَطِيعُ الْقِيَامِ أَيْ مُنْقَطِعٌ مَقْطُوعُ الْقِيَامِ ضَعْفًا أَوْ سِمَنًا Ve zebân-dırâzlıktan tekeffüfle salîta olmayıp ebsem ve mazbûtu’l-lisân olan hatuna قَطِيعُ الْكَلاَمِ [ḵaṯîʹu’l-kelâm] ıtlâk olunur; yukâlu: إِمْرَأَةٌ قَطِيعُ الْكَلاَمِ أَيْ غَيْرُ سَلِيطَةٍ Ve şebîh maʹnâsınadır ki zikr olundu; yukâlu: هُوَ قَطِيعُهُ أَيْ شَبِيهُهُ فِي خَلْقِهِ وَقَدِّهِ

Vankulu Lugatı - القطيع maddesi

اَلْقَطِيعُ [el-ḵaṯîʹ] (ḵâf’ın fethi ve ṯâ’nın kesri ve meddiyle) Koyun yâhûd sığır sürüsünden bir bölüktür.