اَلْقَعِيدَةُ [el-ḵaʹîdet] (سَعِيدَةٌ [saʹîdet] vezninde) Kişinin zevcesine ıtlâk olunur; yukâlu: هِيَ قَعِيدَتُهُ أَيِ امْرَأَتُهُ Ve heybe tarzında palâstan bir nesnedir ki Aʹrâb tâ΄ifesi onun üzerine otururlar; murâd iskemle tarzında yünden nesc olunmuş bir nesnedir ki içini doldurup üzerinde kuʹûd ederler. Bu münâsebetle iskemleye ve oturak tahtasına ıtlâk olur. Ve şol gırâreye yaʹnî harar taʹbîr olunan zarfa yâhûd ona şebîh zarfa ıtlâk olunur ki içine pastırma ve kek makûlesi nesne korlar. Yerde oturması mülâhazasına mebnîdir; içi dolu olursa bi’l-fiʹl ve illâ bi’l-evvel olur. Ve uzun olmayan kumluğa, ʹalâ-kavlin yere yapışık olan kumluğa ıtlâk olunur.
اَلْقَعِيدَةُ [el-ḵaʹîdet] (ḵâf’ın fethi ve ʹayn’ın kesriyle) Garârdır içine metâʹ korlar. Ve
قَعِيدَةٌ [ḵaʹîdet] Şol kavme derler ki uzun olmaya. Ve
قَعِيدَةُ الرَّجُلِ [ḵaʹîdetu’r-recul] Recülün ʹavretidir ki hemdem maʹnâsından me΄hûzdur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı