el-ḵifvet ~ اَلْقِفْوَةُ

Kamus-ı Muhit - القفوة maddesi

اَلْقِفْوَةُ [el-ḵifvet] (ḵâf’ın kesriyle) ve

اَلْقُفِيُّ [el-ḵufiyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) İsmlerdir, açıktan bir adama isnâd-ı töhmetle sövmeğe ve bed söylemeğe denir. Ve

قِفْوَةٌ [ḵifvet] Günâha denir, ذَنْبٌ [ženb] maʹnâsına yâhûd bir adamı dillemeğe denir, gerek vâkiʹ ve gerek gayr-i vâkiʹ olsun; yukâlu: بِئْسَ الْقِفْوَةُ أَيِ الذَّنْبُ أَوْ هُوَ أَنْ تَقُولَ لِلْإِنْسَانِ مَا فِيهِ وَمَا لَيْسَ فِيهِ

Vankulu Lugatı - القفوة maddesi

اَلْقِفْوَةُ [el-ḵifvet] (ḵâf’ın kesri ve fâ’nın sükûnuyla) İsmdir, maʹnâ-yı mezbûrdan. Ve

قَفْوٌ [ḵafv] Bir kimseye fuhşiyyâtla sövmeğe dahi derler; tekûlu: قَفَوْتُ الرَّجُلَ إِذَا قَذَفْتَهُ بِفُجُورٍ صَرِيحًا Ve fi’l-hadîsi: “لَا حَدَّ إِلَّا فِي الْقَفْوِ الْبَيِّنِ” Ve

قَفْوٌ [ḵafv] Bir kimseyi bir nesne ile ağırlamağa dahi derler; tekûlu: قَفَوْتُهُبِهِقَفْوًاوَأَقْفَيْتُهُإِذَا آثَرْتَهُبِهِ Ve

قِفْوَةٌ [ḵifvet] Bir kimseyi ağırlamak maʹnâsından ism dahi gelir; tekûlu: فُلَانٌ قِفْوَتِي أَيْ خِيرَتِي مِمَّنْ أُوثِرُهُ Ve

قِفْوَةٌ [ḵifvet] Töhmet maʹnâsına dahi gelir, gûyâ ki azdâddandır; tekûlu: فُلَانٌ قِفْوَتِي أَيْ تُهْمَتِي وَقَالَ بَعْضُهُمْ قِرْفَتِي Yaʹnî bana zararı dokunan kimsedir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı