el-ḵalemmes ~ اَلْقَلَمَّسُ

Kamus-ı Muhit - القلمس maddesi

اَلْقَلَمَّسُ [el-ḵalemmes] (عَمَلَّسٌ [ʹamelles] vezninde) Suyu pek firâvân ve taşkın olan kuyuya ve nehr ve bahre denir; yukâlu: بَحْرٌ وَرَكِيَّةٌ قَلَمَّسٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْمَاءِ Ve hayr ve fazl ve ʹatâsı kesîr adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ قَلَمَّسٌ أَيِ الْخَيِّرُ الْمِعْطَاءُ Ve ʹazîmü’ş-şân seyyid ve müteʹayyen adama ıtlâk olunur. Ve be-gâyet zîrek rüşd ve dehâ sâhibi dûr-endîş ve baʹîdü’l-gavr adama ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ قَلَمَّسٌ أَيْ سَيِّدٌ عَظِيمٌ وَكَذَا دَاهِيَةٌ مُنْكَرٌ بَعِيدُ الْغَوْرِ Ve Kinâne kabîlesinden bir recül-i câhilî adıdır ki şühûrda nesî΄e iʹtibâr edenlerin biridir, hattâ mevsim-i haccda Cemretü’l-ʹAḵabe ʹindinde durup أَللَّهُمِّ إِنِّي نَاسِئُ الشُّهُورِ وَوَاضِعُهَا مَوْضِعَهَا وَلاَ أُعَابُ وَلاَ أُجَابُ أَللَّهُمَّ إِنِّي قَدْ أَحْلَلْتُ أَحَدَ الصَّفَرَيْنِ وَحَرَّمْتُ صَفَرَ الْمُؤَخَّرَ وَكَذَلِكَ فِي الرَّجَبَيْنِ اِنْفِرُوا عَلَى اسْمِ اللهِ diyerek nâsa nidâ ederler idi. صَفَرَيْن [ṡafereyn]den murâd muharrem ve saferdir. Ve رَجَبَيْنِ [recebeyn] receb ve şaʹbândır. Baʹdehu Hazret-i Rabb-i müteʹâl nesî-i mezkûru ibtâl eyledi, niteki ﴿إِنَّمَا النَّسِيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ﴾ âyet-i kerîmesi onu nâtıktır.

Vankulu Lugatı - القلمس maddesi

اَلْقَلَمَّسُ [el-ḵalemmes] (fethateynle ve mîm’in fethi ve teşdîdiyle) Derin deryâ, bahr-ı zâhir maʹnâsına. Cevherî eydür: Ben zann ederim lâm zâ΄ide ola. Ve

قَلَمَّسٌ [ḵalemmes] Ziyâde ʹazîmü’ş-şân olan kimseye de derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı