el-lekk ~ اَللَّكُّ

Kamus-ı Muhit - اللك maddesi

اَللَّكُّ [el-lekk] (شَكٌّ [şekk] vezninde) Yumrukla bir adamın kafasına vurmak, ʹalâ-kavlin bir kimseye vurup öte kakmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَكَّهُ لَكًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَهُ بِجُمْعِهِ فِي قَفَاهُ أَوْ ضَرَبَهُ فَدَفَعَهُ Ve eti kemikten ayırmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَكَّ اللَّحْمَ إِذَا فَصَلَهُ عَنْ عِظَامِهِ Ve karıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَكَّهُ إِذَا خَلَطَهُ Ve

لَكٌّ [lekk] Ete denir, لَحْمٌ [laḩm] maʹnâsına. Ve bir nebât adıdır ki onunla nesne boyanır. Şârihin taʹrîfine göre Fârisîde lâk dedikleri nebâttır ki lök taʹbîr olunan kırmızı boya onun zamkıdır, ondan mühr mumu düzülür ve onunla yalnız ipek ve yün boyanır ve ثُفْلٌ [šamp;ufl]ünü kuyumcular istiʹmâl ederler.

اَللُّكُّ [el-lukk] (lâm’ın zammıyla) Zikr olunan لَكٌّ [lekk] dedikleri nebâtın ثُفْلٌ [šamp;ufl]üne yâhûd ʹusâresine denir. Kuyumcular onunla hançer ve bıçak saplarını yapıştırırlar. Bir dirhemini şürb, hafakân ve yarakân ve istiskâ ve ciğer ve miʹde ve dalak ve mesâne evcâʹına nâfiʹ olup lâkin semiz adamı ihzâl eder. Ve baʹzılar dediler ki lâm’ın zammıyla لُكٌّ [lukk] zikr olunan لَكٌّ [lekk] boyasıyla boyanmış derinin yufka tırâşesine denir ki onunla hançer ve bıçak saplarını bend ederler; lâm’ın fethiyle de câ΄izdir. Ve

لُكٌّ [Lukk] Endelus ülkesinde bir belde adıdır. Ve İskenderiyye ile Ṯarabulus-ı Ġarb beyninde bir beldedir. Ve

لُكٌّ [lukk]لَكِيكٌ [lekîk] gibi etine dolu sımsıkı tıknaz adama denir; مُلَكَّكٌ [mulekkek] dahi denir, مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde.

Vankulu Lugatı - اللك maddesi

اَللَّكُّ [el-lekk] (lâm’ın fethi vekâf’ın teşdîdiyle) Vurmak; صَكٌّ [ṡakk]gibi; yukâlu: لَكَّهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَهُ Ve

لَكٌّ [lekk] Kezâlik şol kırmızı nesnedir ki onunla keçi ve keçinin gayrının derisin boyarlar.

اَللُّكُّ [el-lukk] (lâm’ın zammı ile) Şol siyâh nesnedir ki bıçakçılar onunla bıçağın sapına namlusın yapıştırırlar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı