el-mużâheret ~ اَلْمُظَاهَرَةُ

Kamus-ı Muhit - المظاهرة maddesi

اَلْمُظَاهَرَةُ [el-mużâheret] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) ve

اَلظِّهَارُ [eż-żihâr] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) İki nesneyi birbirine mutâbık eylemek maʹnâsınadır, meselâ sevbin astarına yüz geçirmek gibi; yukâlu: ظَاهَرَ بَيْنَهُمَا إِذَا طَابَقَ Ve

ظِهَارٌ [żihâr] Zevc zevcesine أَنْتِ عَلَيَّ كَظَهْرِ أُمِّي demek yaʹnî “senin arkan vâlidemin arkasına benzer” demektir ki ﴿وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَائِهِمْ﴾ اَلْآيَة kerîmesi onu nâtıktır. Keffâret eylemedikçe kırbân harâm olur, eğerçi nikâh fâsid ve münfesih olmaz. Ve bu tesmiyeye sebeb aʹzâdan ظَهْرٌ [żahr] sâ΄ir aʹzânın birbirine müşâbehetlerinden ziyâde müşâbeheti olduğuna mebnîdir. Ve sâ΄ir nikâhı haram olanların birine de teşbîhi lisâna getirse, hemşîre ve عَمَّةٌ [ʹammet] ve خَالَةٌ [ḣâlet] gibi, yine keffâret lâzım gelir. Keffâret dahi keffâret-i savm gibidir, niteki kütüb-i fıkhiyyede mebsûttur; yukâlu: ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ مُظَاهَرَةً وَظِهَارًا إِذَا قَالَ لَهَا أَنْتِ عَلَيَّ كَظَهْرِ أُمِّي

Vankulu Lugatı - المظاهرة maddesi

اَلْمُظَاهَرَةُ [el-mużâheret] (mîm’in zammıyla ve hâ’nın fethiyle) Muʹâvenet maʹnâsına. Ve

مُظَاهَرَةٌ [mużâheret] Yüzü astara ve bir bezi bir beze tatbîk etmeğe dahi derler; yukâlu: ظَاهَرَ بَيْنَ ثَوْبَيْنِ أَيْ طَارَقَ بَيْنَهُمَا وَطَابَقَ Ve zevc zevcesine ظِهَارٌ [żihâr] etmeğe dahi derler; yukâlu: ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ إِذَا قَالَ “أَنْتِ عَلَيَّ كَظَهْرِ أُمِّي” Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَائِهِمْ﴾ (المجادلة 3)

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı