اَلنَّتْلُ [en-netl] (قَتْلٌ [ḵatl] vezninde) ve
اَلنُّتُولُ [en-nutûl] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلنَّتَلَانُ [en-netelân] (fetehâtla) İleriye geçmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَلَ مِنْ بَيْنِهِمْ نَتْلًا وَنُتُولًا وَنَتَلَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَقَدَّمَ Ve
نَتْلٌ [netl] Bir adamı ileriye çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَلَهُ نَتْلًا إِذَا جَذَبَهُ إِلَى قُدَّامٍ Ve zecr ve âzâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَلَهُ إِذَا زَجَرَهُ Ve
نَتْلٌ [netl] Şol devekuşu yumurtasına denir ki içine su doldurup berriyede defn ederler, نَتَلٌ [netel] dahi denir fethateynle. Bunu aʹrâb tâ΄ifesi kış eyyâmında ederler, şiddet-i harârette su bulunmadığı vaktler çıkarıp içerler. Ve
نَتْلٌ [netl] Dağarcığı silkip içinde olan tûşeyi çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَتَلَ الْجِرَابَ إِذَا نَثَلَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı