اَلنَّجْوُ [en-necv] (نَجْمٌ [necm] vezninde) ve
اَلنَّجْوَى [en-necvâ] (دَعْوَى [daʹvâ] vezninde) Bir adama sırren söz söylemek maʹnâsınadır ki fısıldamak taʹbîr olunur; yukâlu: نَجَاهُ نَجْوًا وَنَجْوَى إِذَا سَارَّهُ Ve bir adamın ağzını koklamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَجَاهُ إِذَا نَكَهَهُ Ve
نَجْوَى [necvâ] İsm olur, نَجًا [necâ] gibi fısıltıya denir; yukâlu: بَيْنَهُمْ نَجًا وَنَجْوَى أَيْ تَسَارٌّ Ve fısıltı eden kimselere denir ki vasf bi’l-masdar olur; yukâlu: هُمْ نَجْوَى الْمُسَارُّونَ Şârih der ki müfred ve cemʹe ıtlâk olunur.
اَلنَّجْوَى [en-necvâ] (nûn’un fethi ve cîm’in sükûnu ve elifin kasrıyla) İsmdir, sırr söyleşmek maʹnâsından. Ve Bârî taʹâlânın ﴿وَإِذْ هُمْ نَجْوَى﴾ (الإسراء، 47) dediği ve “فَجَعَلَهُمْ هُمُ النَّجْوَى” dediği mecâzdır, zîrâ نَجْوَى [necvâ] onların fiʹlidir, onların zâtı değildir, nitekim قَوْمٌ رِضًا derler hâlâ ki رِضَا kavmin fiʹlidir, nefsi değildir, pes رَجُلٌ عَدْلٌ kabîlinden olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı