اَلنَّجْنَجَةُ [en-necnecet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَجْنَجَ فُلاَنًا عَنْهُ إِذَا مَنَعَهُ Ve tahrîk edip çalkamak ve sarsmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَجْنَجَهُ إِذَا حَرَّكَهُ Ve bir husûsa derûnunda kasd edip lâkin ʹazm ve mübâşeret eylemeyip tereddüd üzere olmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: نَجْنَجَ فُلاَنٌ الأَمْرَ إِذَا هَمَّ بِهِ وَلَمْ يَعْزِمْ عَلَيْهِ Ve develeri tekrâr-be-tekrâr havuz üzere çevirip döndürmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَجْنَجَ اْلإِبِلَ إِذَا رَدَّدَهَا عَلَى الْحَوْضِ Ve bir korku vaktinde ârâm eylemeyip beri öte gezinip olta eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَجْنَجَ الرَّجُلُ إِذَا جَالَ عِنْدَ الْفَزَعِ Ve bedevî tâ΄ifesi yaylak merg-zârda yaylayıp baʹdehu sular üzere konmağa ʹazm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَجْنَجَ الْقَوْمُ إِذَا صَافُوا فِي الْمَرْتَعِ ثُمَّ عَزَمُوا عَلَى تَحَضُّرِ الْمِيَاهِ
اَلنَّجْنَجَةُ [en-necnecet] Tahrîk etmek; yukâlu: نَجْنَجْتُ الرَّجُلَ إِذَا حَرَّكْتَهُ Ve deveyi havuz üzerine döndürmeğe dahi نَجْنَجَةٌ [necnecet] derler; yukâlu: نَجْنَجَ إِبِلَهُ إِذَا رَدَّدَهَا عَلَى الْحَوْضِ Ve fikri döndürmeğe dahi نَجْنَجَةٌ [necnecet] derler; yukâlu: نَجْنَجَ أَمْرَهُ إِذَا هَمَّ بِهِ وَلَمْ يَعْزِمْ عَلَيْهِ Ve havf katında dahi tereddüd etmeğe نَجْنَجَةٌ [necnecet] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı