el-hicân ~ اَلْهِجَانُ

Kamus-ı Muhit - الهجان maddesi

اَلْهِجَانُ [el-hicân] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Güzîde şey΄e denir; ve minhu kavlu ʹAlî kerremallâhu vechehu: “هَذَا جَنَايَ وَهِجَانُهُ فِيهِ” أَيْ خِيَارُهُ وَخَالِصُهُ Ve جَنَا [cenâ] ağaçtan devşirilen meyveye denir. Ve bu darb-ı emsâldendir; tamâmı: “إِذْ كُلُّ جَانٍ يَدُهُ إِلَى فِيهِ” kavlidir. Menşe΄i budur ki Cežîme el-Ebreş nâm emîrin hemşire-zâdesi ʹAmr henüz tıfl iken etrâbından niçe etfâl ile mantar devşirmeğe çıkıp refîkleri iyi mantar bulduklarında ekl edip ʹAmr dayısı için cebinde hıfz eder idi. Baʹde’l-ʹavd refîkleri tehî-dest ve ʹAmr cebindekini çıkarıp kelâm-ı mezbûru îrâd ederek dayısına ʹarz eyledi. Ve İmâm ʹAlî bunu gazvenin birinde fey΄-i müslimînden aslâ bir nesneye vazʹ-ı yed eylemediğini beyân zımnında îrâd eylemiştir. Ve

هِجَانٌ [hicân] Ak tüylü latîf cemel ve nâkaya denir ki mâye taʹbîr olunur; yukâlu: جَمَلٌ هِجَانٌ أَيْ أَبْيَضُ وَنَاقَةٌ هِجَانٌ أَيْ بَيْضَاءُ Ve soyu ve cinsi pâk deveye denir. Bunda müzekker ve mü΄ennesi ve müfred ve cemʹi berâberdir; yukâlu: جَمَلٌ هِجَانٌ وَنَاقَةٌ هِجَانٌ وَإِبِلٌ هِجَانٌ وَيُقَالُ هَجَائِنُ أَيْ كِرَامٌ Ve hasîb ve kerîmü’l-asl adama denir; yukâlu: رَجُلٌ هِجَانٌ أَيْ حَسِيبٌ Ve toprağı pâk ve soy yere denir; yukâlu: أَرْضٌ هِجَانٌ أَيْ كَرِيمَةٌ

Vankulu Lugatı - الهجان maddesi

اَلْهِجَانُ [el-hicân] (hâ’nın kesriyle) Şol devedir ki ak ola. Ve bunda tezkîr ve te΄nîs ve cemʹ ve ifrâd berâber olur; yukâlu: بَعِيرٌ هَجَانٌ وَنَاقَةٌ هِجَانٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı