el-hett ~ اَلْهَتُّ

Kamus-ı Muhit - الهت maddesi

اَلْهَتُّ [el-hett] (hâ’nın fethi ve tâ’nın teşdîdiyle) Sözü talâkat ve intizâm üzere müteselsil söylemek maʹnâsınadır, mastara dizilmiş kelimât gibi; yukâlu: هَتَّ الْكَلاَمَ هَتًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا سَرَدَهُ Ve esvâbı yırtıp pârelemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّ الثَّوْبَ إِذَا مَزَّقَهُ Ve bir adamın ʹırz ve nâmûsuna taʹarruzla kavlen yâ fiʹlen halel vermek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: هَتَّ عِرْضَهُ إِذَا مَزَّقَهُ Burada اَلأَعْرَاضَ kavli اَلثِّيَابَ [ešamp;-šamp;iyâb] üzere maʹtûftur. Ve dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّ الْمَاءَ إِذَا صَبَّهُ Ve bir adamın kadr ve rütbesine göre ihtirâm eylemeyip ikrâm ve iʹzâzda dûnca muʹâmele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّ فُلاَنًا إِذَا حَطَّ مَرْتَبَتَهُ فِي اْلإِكْرَامِ Ve hatun bilâ-fâsıla peyderpey iplik eğirmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تَابَعَ الْغَزْلَ Ve ağacın yapraklarını sıyırmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّ وَرَقَ الشَّجَرِ بِمَعْنَى حَتَّهُ Ve kırıp ufatmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَتَّ الشَّيْءَ إِذَا كَسَّرَهُ وَفَتَّهُ

Vankulu Lugatı - الهت maddesi

اَلْهَتُّ [el-hett] (hâ’nın fethi ve tâ’nın teşdîdiyle) Kelâmı intizâm üzere söylemek; yukâlu: هُوَ يَسْرُدُ الْحَدِيثَ سَرْدًا وَيَهُتُّهُ هَتًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve سَرْدٌ [serd] sözü bir yere dermeğe derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı