اَلْهَجِيجُ [el-hecîc] أَجِيجٌ [ecîc] vezninde ve mürâdifidir ki zikr olundu. Hâ΄, hemzeden mübeddeledir. Derin dereye denir. Ve şol dûr u dırâz arza denir ki onda sülûk edenler bir ân akdem şurayı katʹ edeyim diye istiʹcâl eder ola. Ve kâhinlerin ve fâlcıların yer üzere çizdikleri çizgiye denir ki ahkâmlarına müteʹallik olur. Cemʹi هُجَّانٌ [huccân] gelir رُمَّانٌ [rummân] vezninde. Ve
هَجٌّ [hecc] ve
هَجِيجٌ [hecîc] Masdar olurlar, binâyı yıkmak maʹnâsına; yukâlu: هَجَّ الْبَيْتَ هَجًّا وَهَجِيجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا هَدَمَهُ
اَلْهَجِيجُ [el-hecîc] Ziyâde çukur dere, vâdî-i ʹamîk maʹnâsına. Ve
هَجِيجُ النَّارِ [hecîcu’n-nâr] أَجِيجُ النَّارِ [ecîcu’n-nâr] gibi âteş yalınlanmasına derler, hemze hâ’ya kalb olunmuştur هَرَاقَ [herâḵa] ile أَرَاقَ [erâḵa] gibi ki إِرَاقَةٌ [irâḵat] dökmek maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı