اَلْهَدِيلُ [el-hedîl] (hâ’nın fethiyle) Güvercin kuşunun âvâzına denir, ʹalâ-kavlin yabanî güvercine mahsûstur; tekûlu: سَمِعْتُ هَدِيلَ الْحَمَامِ أَيْ صَوْتَهُ أَوْ هُوَ خَاصٌّ بِوَحْشِيِّهَا Ve
هَدِيلٌ [hedîl] Masdar olur, güvercin ötmek maʹnâsına; yukâlu: هَدَلَ الْحَمَامُ هَدِيلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَوَّتَ Ve
هَدِيلٌ [hedîl] Güvercin palazına denir, ʹalâ-kavlin erkek güvercine denir yâhûd هَدِيلٌ [hedîl] bir güvercin yavrusu idi ki Nûḩ peygamber ʹalâ-nebiyyinâ ve ʹaleyhi’s-selâm zamânında idi, susuzluktan helâk oldu, ʹalâ-kavlin yırtıcı kuşlardan biri onu sayd eylemekle hâlen bir güvercin yoktur ki onun için girye ve efgân eylemeye.
اَلْهَدِيلُ [el-hedîl] (hâ’nın fethi ve dâl’ın kesri ve meddiyle) Erkek güvercin. Ve
هَدِيلٌ [hedîl] Güvercin âvâzına dahi derler; yukâlu: هَدَلَ الْقُمْرِيُّ يَهْدِلُ هَدِيلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve
هَدِيلٌ [hedîl] Şol güvercin yavrusuna dahi derler ki Nûḩ nebî salavâtullâhi taʹâlâ ʹaleyhi zamânında vâkiʹ olmuştu, onu yırtıcı kuş aldıkta hîç bir güvercin olmadı ki onun üzerine bükâ etmemiş ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı