el-hudâ ~ اَلْهُدَى

Kamus-ı Muhit - الهدى maddesi

اَلْهُدَى [el-hudâ] (hâ’nın zammı ve elifin kasrıyla) Doğru yola gitmeğe denir, reşâd maʹnâsına. Ve doğru yola delâlet eylemeğe denir ki ismdir. Ve bu mü΄ennestir ve müzekker olur; yukâlu: هُوَ عَلَى الْهُدَى أَيْ عَلَى الرَّشَادِ ve yukâlu: سَلِ اللهَ الْهُدَى أَيِ الدَّلَالَةَ عَلَى الرَّشَادِ Ve

هُدَى [hudâ] Gündüze ıtlâk olunur, nehâr maʹnâsına. Ve

هُدَى [hudâ] ve

هَدْيٌ [hedy] (hâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ve

هِدَايَةٌ [hidâyet] (hâ’nın kesriyle) ve

هِدْيَةٌ [hidyet] (فِدْيَةٌ [fidyet] vezninde) Matlûba îsâl eylemek şânından olan tarîka delâlet ve irşâd eylemek maʹnâsına masdar olur; yukâlu: هَدَاهُ يَهْدِيهِ هُدًى وَهَدْيًا وَهِدَايَةً وَهِدْيَةً إِذَا أَرْشَدَهُ Ve bu maʹnâda lâzım olur ki hidâyet bulmak ve hidâyetlenmek maʹnâsına olur; yukâlu: هَدَاهُ فَهَدَى أَيِ اهْتَدَى Ve işbu mâdde irâ΄et-i tarîk maʹnâsını mülâhaza ile bi’n-nefs mefʹûl-i sânîye müteʹaddî olur; yukâlu: هَدَاهُ اللهُ الطَّرِيقَ Ve işâret-i tarîk mülâhazasıyla إِلَى harfiyle müteʹaddî olur; yukâlu: هَدَاهُ إِلَيْهِ Ve telvîh-i tarîk mülâhazasıyla lâm’la müteʹaddî olur; yukâlu: هَدَاهُ لَهُ

Vankulu Lugatı - الهدى maddesi

اَلْهُدَى [el-hudâ] (hâ’nın zammı ve elifin kasrıyla) Doğru yola gitmek. Ve doğru yola delâlet etmek. Tezkîri ve te΄nîsi câ΄izdir; yukâlu: هَدَاهُ اللهُ لِلدِّينِ هُدًى Ve Bârî taʹâlanın ﴿أَوَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ﴾ (السجدة، 26) dediği kavlinde Ebû ʹAmr b. el-ʹAlâ eyitti: أَوَلَمْ يُبَيِّنْ لَهُمْ maʹnâsınadır; ve tekûlu: هَدَيْتُهُ الْبَيْتَ وَالطَّرِيقَ هِدَايَةً إِذَا عَرَّفْتَهُ وَهَذِهِ لُغَةُ أَهْلِ الْحِجَازِ وَغَيْرُهُ يَقُولُونَ هَدَيْتُهُ إِلَى الطَّرِيقِ وَإِلَى الدَّارِ حَكَاهَا الْأَخْفَشُ Ve Ḵur΄ân-ı ʹazîmde üç vech üzere vârid olmuştur: Biri budur ki bi-nefsihi taʹdiye etmiştir; ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿إِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ﴾ (الفاتحة، 6)Ve biri dahi lâm’la taʹdiye etmiştir, ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي هَدَانَا لِهَذَا﴾ (الأعراف، 43) Biri dahi إِلَى ile taʹdiye etmiştir, ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿وَاهْدِنَا إِلَى سَوَاءِ الصِّرَاطِ﴾ (ص، 22) Bu zikr olunan Muḣtâr sâhibinin kelâmıdır, lâkin lâm takviyet-i ʹamel için olıcak geri هُدَى [hudâ]nın istiʹmâli Cevherî zikr ettiği gibi ikiye münhasır olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı