بَنَاتُ طَبَقٍ [benâtu ṯabaḵ] Devâhî ve âfâta ıtlâk olunur; fi’l-asl hayyeye ıtlâk olunur idi, kıvrılıp yattıkta tabak şeklinde olduğu için; yukâlu: إِحْدَى بَنَاتِ طَبَقٍ أَيِ الدَّوَاهِي Ve kavlumbağalara ve hayyelere ıtlâk olunur. Ve
بِنْتُ طَبَقٍ [bintu ṯabaḵ] Şol kaplumbağadır ki doksan dokuz yumurta yumurtlayıp cümlesi kaplumbağa çıkar, yüzüncü hayye zuhûr eder. Dâhiyeye ıtlâkı ʹinde’l-baʹz buna mebnîdir. Ve
طَبَقٌ [ṯabaḵ] Masdar olur, طَفَقٌ [ṯafaḵ] maʹnâsına ki bir işe başlayıp işlemek üzere olmak maʹnâsına; yukâlu: طَبِقَ يَفْعَلُ كَذَا طَبَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ بِمَعْنَى طَفِقَ Ve
طَبَقٌ [ṯabaḵ] ve
طَبْقٌ [ṯabḵ] (سَبْقٌ [sebḵ] vezninde) Bir adamın eli yanına yapışıp ayrılmaz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَبِقَتْ يَدُهُ طَبَقًا وَطَبْقًا إِذَا لَزِقَتْ بِجَنْبِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı