behîm ~ بَهِيمٌ

Kamus-ı Muhit - بهيم maddesi

اَلْبَهِيمُ [el-behîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Pek siyâh nesneye denir;cemʹi بُهْمٌ [buhm] gelir bâ’nın zammıyla ve بُهُمٌ [buhum] gelir zammeteynle; yukâlu: شَيْءٌ بَهِيمٌ أَيْ أَسْوَدُ Bu makâmda nüshalarda nâsihin takdîm ve te΄hîri vardır,bu cemʹleri مُبْهَمٌ [mubhem] zeylinde nesh eylemişlerdir. Ve

بَهِيمٌ [behîm] Benû Kilâb b. Rebîʹa’ya mahsûs bir feresin ismidir. Ve şol ata denir ki rengi sâfî olup aslâ gayrı renk ve alacalık karışmamış ola ki yek-renk taʹbîr olunur, ne tonda olursa olsun; müzekker ve mü΄ennese ıtlâk olunur; yukâlu: فَحْلٌ وَفَرَسٌ بَهِيمٌ أَيْ لَا شِيَةَ فِيهِ Ve kara dişi koyuna denir. Ve düpdüz olup aslâ tercîʹ ve terdîdi olmayan âvâza denir; yukâlu: صَوْتٌ بَهِيمٌ أَيْ لَا تَرْجِيعَ فِيهِ Ve şol hâlis ve sâfî renge denir ki ona reng-i âher karışmamış ola; yukâlu: لَوْنٌ بَهِيمٌ أَيْ لَمْ يُشِبْهُ غَيْرَهُ Burada يُشِبْهُ kelimesi شَوْبٌ mâddesindendir; ve minhu’l-hadîsu: “يُحْشَرُ النَّاسُ بُهْمًا” أَيْ لَيْسَ بِهِمْ شَيْءٌ مِمَّا كَانَ فِي الدُّنْيَا نَحْوَ الْبَرَصِ وَالْعَرَجِ أَوْ عُرَاةً Yaʹnî bu hadîste بُهْمٌ [buhm] kelimesi ki bâ’nın zammıyladır, بَهِيمٌ [behîm] lafzından cemʹdir, hâlis ve yeksân renge denir. Burada tecevvüz üzere müstaʹmeldir ki murâd ʹâlem-i dünyâya mahsûs olan körlük ve topallık ve abraşlık gibi emrâz ve ʹâhâttan sahîh ve sâlim olarak mahşûr olurlar demektir. Ve baʹzılar عُرَاةٌ [ʹurât] ile tefsîr eylediler ki dünyâya mahsûs olan emtiʹa ve elbiseden ʹârî olarak haşr olunurlar demektir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı