bevâ΄ ~ بَوَاءٌ

Kamus-ı Muhit - بواء maddesi

بَوْءٌ [bev΄] ve

بَوَاءٌ [bevâ΄] (سَلاَمٌ [selâm] vezninde) Bir günâhı üzerine alıp yüklenmek yâhûd günâhı iʹtirâf eylemek maʹnâsınadır ki mâʹnâ-yı sâbıkın ʹaynı olur ve takrîr-i şârih üzere husûs dahi yoktur, yukâlu: بَاءَ بِذَنْبِهِ بَوْءًا وَبَوَاءً أَي اِحْتَمَلَهُ أَوِاعْتَرَفَ بِهِ Ve kısâsta maktûl-i sânîyi evvele ʹadîl ve hemtâ kılmak maʹnâsınadır ki kanı kana berâber tutmak taʹbîr olunur; yukâlu: بَاءَ دَمَهُ بِدَمِهِ أَيْ عَدَلَهُ Ve kısâsta nazîr olmak, yaʹnî kâtil kısâsen maktûl olmakla kan kana berâber tutulmak maʹnâsınadır. Ve gâh olur ki bir kabîleden birisi âher kabîleden bir kimseyi katl eylemekle maktûlün kavmi dahi kâtilin kavminden bir adamı katl edicek ʹâdet-i Aʹrâb u Terâkime üzere kısâs muvâfık olmuş olur; yukâlu: بَاءَ فُلاَنٌ بِفُلاَنٍ إِذَا قُتِلَ بِهِ فَقَاوَمَهُ أَيْ عَادَلَهُ

Vankulu Lugatı - بواء maddesi

اَلْبَوَاءُ [el-bevâ΄] (fethateynle ve elifin meddiyle) سَوَاءٌ [sevâ΄] gibidir, lafzen ve maʹnen; yukâlu: دَمُ فُلَانٍ بَوَاءٌ لِدَمِ فُلَانٍ إِذَا كَانَتْ كُفْؤًا لَهُ Ve fi’l-hadîsi: “أَمَرَهُمْ أَنْ يَتَبَاءَوْا” وَالصَّحِيحُ أَنْ يَتَبَاوَؤُوا عَلَى وَزْنِ يَتَقَاوَلُوا Ve

بَوَاءٌ [bevâ΄] Üslûba dahi derler; yukâlu: كَلَّمْنَاهُمْ فَأَجَابُونَا عَنْ بَوَاءٍ وَاحِدٍ أَيْ [أَجَابُونَا] جَوَابًا وَاحِدًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı