ḩaḵalled ~ حَقَلَّدٌ

Kamus-ı Muhit - حقلد maddesi

اَلْحَقَلَّدُ [el-ḩaḵalled] (عَمَلَّسٌ [ʹamelles] vezninde) Pek bahîl ve nâkes ve nâmerde denir; yukâlu: رَجُلٌ حَقَلَّدٌ أَيْ ضَيِّقٌ بَخِيلٌ Mü΄ellif Baṡâ΄ir’de ضِيقٌ kelimesi بُخْلٌ maʹnâsına da müstaʹmel olmakla meselâ ضَيِّقٌ بَخِيلٌ kavllerinde mübâlagayı müfîd olur diye beyân eylemekle Vanḵulu’nun حَقَلَّدٌ [ḩaḵalled]i hulku dar olan bahîl ile tercemesi müzâyakalıdır. Ve

حَقَلَّدٌ [ḩaḵalled] Zaʹîf ve bî-mecâl kimseye denir. Ve Zuheyr nâm şâʹirin şiʹrinde vâkiʹ olan حَقَلَّدٌ [ḩaḵalled] âsim ve günâh-kâr yâhûd hıkd ve ʹadâvet maʹnâsınadır. Gerçi mecmûʹ nüshalarda اَلْآثِمُ lafzı medd ile mazbûttur, lâkin muktezâ-yı terdîd âsim ve günâh-kâr olmak agleb-i melhûzdur. Ve mü΄ellifin kavl-i Zuheyr’den murâdı işbu beytidir: تَقِىٌّ نَقِىٌّ لَمْ يُكَثِّرْ غَنِيمَةً || بِنَهْكَةِ ذِي قُرْبَى وَلَا بِحَقَلَّدِ Niteki Muġni’l-Lebîb sâhibi bâb-ı hâmiste bu vech üzere resm eylemiştir ki bir vaktte Ebû Ḩayyân ile bir mahalde ictimâʹımız olmakla beyt-i mezbûrda vâkiʹ وَلَا بِحَقَلَّدِ lafzının maʹtûfun-ʹaleyhinden bana su΄âl eyledi. Ben dahi ibtidâ حَقَلَّدٌ [ḩaḵalled]in maʹnâsını bilelim diye lügate mürâcaʹat olundukta حَقَلَّدٌ [ḩaḵalled] seyyi΄ü’l-huluk maʹnâsına olduğu maʹlûm olmakla pes وَلاَ بِحَقَلَّدِ kavli, şey΄-i mütevehheme maʹtûftur, zîrâ لَمْ يُكَثِّرْ غَنِيمَةً kavli لَيْسَ بِمُكَثِّرٍ غَنِيمَةً sebkindedir dediğimde pesend ve istiʹzâm eyledi. Bu sûrette mü΄ellifin kavline iki vechle muhâliftir ve bunun vezni feʹalleldir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı