اَلسَّأْوُ [es-se΄v] (sîn’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Yurda denir, وَطَنٌ [vaṯan] maʹnâsınadır. Ve bir nesneye kasd ve şevk pek ziyâde ve kavî olmak maʹnâsınadır; ve minhu yukâlu: إِنَّهُ لَذُو سَأْوٍ أَيْ بَعِيدُ الْهَمِّ Ve niyyet ve طِيَّةٌ [ṯiyyet] maʹnâsınadır ki bir nesneye irâde ve ʹazm eylemekten ʹibârettir; yukâlu: سَآهُ سَأْوًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا نَوَاهُ Burada żâ-yı muʹceme ve nûn’la اَلظِّنَّةُ nüshaları galattır, savâbı اَلطِّيَّةُ olmaktır. Ve
سَأْوٌ [se΄v] سُوءٌ [sû΄] maʹnâsınadır ki maklûbdur; yukâlu: سَآهُ سَأْوًا كَرَمَاهُ رَمْيًا أَيْ سَاءَهُ سُوءًا Burada سَاءَهُ سَاءَةً nüshaları galattır. Ve
سَأْوٌ [se΄v] Seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَى الرَّجُلُ إِذَا عَدَا Ve
سَأْوٌ [se΄v] ve
سَأْيٌ [se΄y] Bezi çekip sündürmekle yırtmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَى الثَّوْبُ سَأْوًا وَسَأْيًا إِذَا مَدَّهُ فَانْشَقَّ Ve miyâne-i nâsı ifsâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَى بَيْنَهُمْ إِذَا أَفْسَدَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı