sâḵu ḩurr ~ سَاقُ حُرٍّ

Kamus-ı Muhit - ساق حر maddesi

Ve ʹArablâr سَاقٌ [sâḵ]-ı vâhid ile tetâbuʹ ve ittifâktan kinâye eder; ve minhu yekûlûne: “وَلَدَتْ ثَلاَثَ بَنِينَ عَلَى سَاقٍ” أَيْ مُتَتَابِعَةً لاَ جَارِيَةَ بَيْنَهُمْ Yaʹnî “Birbiri ardınca aralıklarında kız olmayarak üç nefer oğlan tevellüd eyledi.” Ve

سَاقُ الشَّجَرِ [sâḵu’ş-şecer] Ağacın özdeğine ıtlâk olunur, Fârisîde tene-i dıraht denir; yukâlu: قَطَعَ سَاقَ الشَّجَرَةِ أَيْ جِذْعَهَا Ve

سَاقُ حُرٍّ [sâḵu ḩurr] Kumru kuşunun erkeğine ıtlâk olunur. Hikâye-i savtıyla tesmiye olunmuştur, gûyâ ki سَاقُ حُرٍّ سَاقُ حُرٍّ diyerek öter. ʹAlâ-kavlin سَاقٌ [sâḵ] güvercin kuşuna ve حُرٌّ [ḩurr] yavrusuna denir. Müfredât-ı sâ΄ireden telhîsimize göre bu kuş yabanî hamâme nevʹinden kuskuvuk dedikleri alaca kuş olacaktır ki bahârda bâgçelere gelip kuskuvuk kuskuvuk diyerek öter, bu diyârlarda ku[ku]k taʹbîr ederler; hoş-manzar hazîn âvâzlı bir kuştur, bi-ʹaynihi savtıyla müsemmâdır. Ve

سَاقٌ [Sâḵ] Bir mezviʹ adıdır.

Vankulu Lugatı - ساق حر maddesi

اَلْحُرَّانِ [el-Ḩurrân] (ḩâ’nın zammıyla) Tesniyedir, murâd Ḩurr ile kardeşi Ubeyy’dir, hemzenin zammıyla ve bâ’nın teşdîdiyledir, sîga-i tasgîr üzere. Ve

حُرٌّ [ḩurr] Güvercin yavrusuna dahi derler, فَرْخُ حَمَامٍ maʹnâsına. Ve âhû yavrusuna dahi derler, وَلَدُ ظَبْيَةٍ maʹnâsına. Ve yılan yavrusuna dahi derler, وَلَدُ حَيَّةٍ maʹnâsına. Ve

سَاقُ حُرٍّ [sâḵu ḩurr] Kumrunun erkeğine. Ve

أَحْرَارُ الْبُقُولِ [aḩrâru’l-buḵûl] Pişmeden yenen nebâtâta dahi derler. Ve bu makâmda sâhib-i Muhežžeb’in حُرُّ الْبَقْلِ “terei ki bituvân hord çi puhte ve çi hâm” dediği nevʹ-i muhâlefetten hâlî değildir. Ve

حُرٌّ [ḩurr] Güzel maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: مَا هَذَا مِنْكَ بِحُرٍّ أَيْ بِحَسَنٍ وَلَا جَمِيلٍ Ve hâlis maʹnâsına da gelir; yukâlu: طِينٌ حُرٌّ أَيْ لَا رَمْلَ فِيهِ

اَلْأَسْوَقُ [el-esvaḵ] (hemzenin ve vâv’ın fethiyle) Baldırlı olan er. Ve

أَسْوَقُ [esvaḵ] Bacakları uzun olan ere dahi derler, tavîlü’s-sâkayn maʹnâsına. Ve

سَاقٌ [sâḵ] Birbiri ardınca maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: وَلَدَتْ فُلَانَةٌ ثَلَاثَةَ بَنِينَ عَلَى سَاقٍ وَاحِدَةٍ أَيْ بَعْضُهُمْ عَلَى إِثْرِ بَعْضٍ لَيْسَتْ بَيْنَهُمْ جَارِيَةٌ Ve

سَاقٌ [sâḵ] Ağacın özüne dahi derler جِذْعُ شَجَرَةٍ maʹnâsına. Ve

سَاقُ حُرٍّ [sâḵu ḩurr] Kumrunun erkeğine dahi derler. Ve

سَاقٌ [sâḵ] şiddet maʹnâsına da gelir; minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ﴾ (القلم، 42) أَيْ عَنْ شِدَّةٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı