se΄b ~ سَأْبٌ

Kamus-ı Muhit - سأب maddesi

اَلسَّأْبُ [se΄b] (sîn’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Boğmak ve bunaltmak maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin öldürünce kadar boğmak maʹnâsınadır ki evvelkiden ahasstır; yukâlu: سَأَبَ فُلاَنًا سَأْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اخْتَنَقَهُ أَوْ حَتَّى قَتَلَهُ Ve kanmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَبَ مِنَ الشَّرابِ إِذَا رَوِيَ Ve tulumu bolaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَبَ السِّقَاءَ إِذَا وَسَّعَهُ Ve

سَأْبٌ [se΄b] Tuluma, ʹalâ-kavlin büyüğüne denir yâhûd şol zarfa denir ki meşinden olur, içine tulum vazʹ ederler, غِلاَفٌ [ġilâf] gibi. Cemʹi سُؤُوبٌ [su΄ûb] gelir zammeteynle.

Vankulu Lugatı - سأب maddesi

اَلسَّأْبُ [es-se΄b] (sîn’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Boğmak; yukâlu: سَأَبْتُ الرَّجُلَ سَأْبًا إِذَا خَنَقْتَهُ حَتَّى يَمُوتَ Ve

سَأْبٌ [se΄b] Tuluma dahi derler, زِقٌّ [ziḵḵ] maʹnâsına; cemʹi اَلسُّؤُوبُ [es-su΄ûb] gelir zammeteynle. Ve tulumu genitmeğe dahi derler, tevsîʹ maʹnâsına; yukâlu: سَأَبْتُ السِّقَاءَ أَيْ وَسَّعْتُهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı