Ḵubâʹ ~ قُبَاعٌ

Kamus-ı Muhit - قباع maddesi

اَلْقُبَاعُ [el-ḵubâʹ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Ahmak adama denir; yukâlu: هُوَ قُبَاعٌ أَيْ أَحْمَقُ Ve bir nevʹ büyük kîleye denir. Ve

قُبَاعٌ [Ḵubâʹ] Vâlî-i Baṡra olan Ḩârišamp; b. ʹAbdullâh nâm kimsenin lakabıdır, zîrâ ibtidâ Baṡra halkına mikyâl-i merkûmu ittihâz eden mezbûrdur, ʹalâ-kavlin vâlî olduğu esnâda ehl-i Baṡra merkûm huzûruna bir büyük kîle getirdiklerinde “إِنَّ مِكْيَالَكُمْ هَذَا لَقُبَاعٌ” demekle mülakkab oldu. Ve Ḵubâʹ b. Ḋabbe ricâl-i Câhiliyye’dendir; be-gâyet ahmak idi, hattâ hamâkatte darb-ı meseldir. Ve

قُبَاعٌ [ḵubâʹ] Büyük fercli ʹavrete ıtlâk olunur ki kirpi gibi zekerleri içine cezb ettiği için; yukâlu: هِيَ قُبَاعٌ أَيْ وَاسِعَةٌ Ve kirpiye denir.

Vankulu Lugatı - قباع maddesi

اَلْقُبَاعُ [el-ḵubâʹ] (ḵâf’ın zammı ile) Şol kîledir ki ziyâde büyük ola, مِكْيَالٌ ضَخْمٌ maʹnâsına. Ve

قُبَاعٌ [Ḵubâʹ] Ḩârišamp; b. ʹAbdullâh’ın lakabıdır ki vâlî-i Baṡra’dır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı