ḵâfiyet ~ قَافِيَةٌ

Kamus-ı Muhit - قافية maddesi

اَلْقَافِيَةُ [el-ḵâfiyet] قَفَا [ḵafâ] maʹnâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ عَلَى قَافِيَتِهِ أَيْ عَلَى قَفَاهُ Ve

قَافِيَةٌ [ḵâfiyet] Ehl-i ʹarûz ʹindinde beytin âhir kelimesine ʹalâ-kavlin beytin âhirinde olan harf-i sâkinden mukaddemce olan sâkine varınca hurûfla o evvelki sâkinden mukaddem olan harf-i müteharrikin harekesine ıtlâk olunur. Ve ʹinde’l-baʹz kasîdenin mebnî ʹaleyhâsı olan harfe ıtlâk olunur. Kavl-i evvel Aḣfeş mezhebidir ve kavl-i sânî Ḣalîl mezhebidir. Meselâ: “عَفَتِ الدِّيَارُ مَحَلُّهَا فَمُقَامُهَا” mısrâʹında مُقَامُهَا kelimesinde olan ḵâf’ın fethasından âhiri olan elife varınca ki elif dahi dâhildir, ʹinde’l-Ḣalîl قَافِيَةٌ [ḵâfiyet] budur. Mü΄ellifin آخِرُ حَرْفٍ kavli مِنْ آخِرِ حَرْفٍ sebkindedir ve يَلِيهِ kelimesinin fâʹil zamîri آخِرُ حَرْفٍ سَاكِنَةٍ ne ve mefʹûl zamîri أَوَّلُ سَاكِنَةٍ ne râciʹdir. Ve kavl-i sâlis Ḵuṯrub mezhebidir. Ve Ḣalîl’e göre قَافِيَةٌ [ḵafiyet] bir kelime yâ iki yâhûd bir kelimenin baʹzı yâhûd bir kelime ile kelime-i uhrânın baʹzı dahi olur.

Vankulu Lugatı - قافية maddesi

اَلْقَوَافِي [el-ḵavâfî] (ḵâf’ın fethi ve fâ’nın kesri ve meddiyle) Cemʹi. Ve

قَافِيَةٌ [ḵâfiyet] قَفَا [ḵafâ]ya dahi derler. Ve fi’l-hadîsi: “يَعْقِدُ الشَّيْطَانُ عَلَى قَافِيَةِ رَأْسِ أَحَدِكُمْ ثَلَاثَ عُقَدٍ”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı