اَلْقِدُّ [el-ḵidd] (ḵâf’ın kesriyle) Deriden yapılan kaba denir, niteki قِحْفٌ [ḵiḩf] ağaçtan olanına denir. Ve
قِدٌّ [ḵidd] Kamçıya ıtlâk olunur, fethle قَدٌّ [ḵadd] gibi ki zikr olundu. Ve dibâgat olunmamış ham deriden uzunluğuna kesilmiş kayışlara ve sırımlara denir; kamçıya ıtlâkı bundandır. Müfredi قِدَّةٌ [ḵiddet]tir hâ’yla. Ve
قِدَّةٌ [ḵiddet] Uzun uzadı tarîkaya ıtlâk olunur. Ve Kilâb kabîlesi yurdunda bir su adıdır; bunda tahfîfle de zebân-zeddir. Ve
قِدَّةٌ [ḵiddet] Ârâ΄ ve ehvâları muhtelif olan fırkalardan bir fırkaya ıtlâk olunur. Cemʹi قِدَدٌ [ḵided] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا﴾ أَيْ فِرَقًا مُخْتَلِفَةً أَهْوَاءُهَا
اَلْقِدَّةُ [el-ḵiddet] (kezâlik ḵâf’ın kesriyle) Kayışlar pâresi. Ve
قِدَّةٌ [ḵiddet] Tarîkate, halâyıktan bir bölüğe derler ki her birinin havâsı âharın havâsına muhâlif ola; kâlallâhu taʹâlâ ﴿كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا﴾ (الجن 11) Ve
قِدٌّ [ḵidd] Deriden olan kaba dahi derler; yukâlu: “مَا لَهُ قِدٌّ وَلَا قِحْفٌ” Ve قِحْفٌ [ḵiḩf] ağaçtan olan kaba derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı