mebîʹ ~ مَبِيعٌ

Kamus-ı Muhit - مبيع maddesi

اَلْبَيْعُ [el-beyʹ] (bâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) ve

Vankulu Lugatı - مبيع maddesi

اَلْمَبِيعُ [el-mebîʹ] (mîm’in fethi ve bâ’nın kesri ve meddiyle) İkisi dahi satmak maʹnâsınadır; tekûlu: بِعْتُ الشَّيْءَ أَبِيعُهُ بَيْعًا وَمَبِيعًا إِذَا شَرَيْتَهُ Ve kıyâs مُبَاعًا denmek idi, zîrâ bu makûlede masdar-ı mîmî meftûhu’l-ʹayn gelmek gerektir. Ve

بَيْعٌ [beyʹ] Satın almak maʹnâsına da gelir, إِشْتِرَاءٌ [iştirâ΄] gibi; tekûlu: بِعْتُ الشَّيْءَ إِذَا اشْتَرَيْتَهُ Pes bu azdâddan olur, nitekim شِرَاءٌ [şirâ΄] satmak maʹnâsına da gelir. Ve bu maʹnâya işâreten بِعْتُ kavlin Cevherî شَرَيْتُ ile tefsîr etti. Ve fi’l-hadîsi: “لَا يَخْطُبُ الرَّجُلُ عَلَى خِطْبَةِ أَخِيهِ وَلَا يَبِيعُ عَلَى بَيْعِ أَخِيهِ” ki murâd لَا يَشْتَرِي عَلَى شِرَاءِ أَخِيهِ demektir, zîrâ nehy iştirâdan vâkiʹ olmuştur, بَيْعٌ [beyʹ]den değildir. Ve

مَبِيعٌ [mebîʹ] Satılmış maʹnâsına dahi gelir. Ve kaçan بَيْعٌ [beyʹ] kelimesinin mâzîsin sîga-i mechûl üzere taʹbîr etmek dilesen bâ-i muvahhadeyi meksûr edersin ve dilersen mazmûm edersin. Ve baʹzılar harf-i yâ’yı vâv’a kalb edip بُوعَ [bûʹa] derler. Ve sâ΄ir ecvef olan kelimelerin mechûlünde dahi hâl böyledir, كِيلَ [kîle] ve قِيلَ [ḵîle] gibi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı