mutʹatu’l-mer΄et ~ مُتْعَةُ الْمَرْأَةِ

Kamus-ı Muhit - متعة المرأة maddesi

Şârih der ki mü΄ellifin taʹrîfi müsâmahayı mutazammındır, zîrâ asl مُتْعَةٌ [mutʹat] bir hatunu müddet-i muʹayyenede meblag-ı maʹdûd u muʹayyen mukâbili, تَمَتُّعٌ [temettuʹ] lafzından me΄hûz baʹzı taʹbîrâtla der-ʹuhde eylemekten ʹibârettir ki nefsini îcâr ve istîcâr eylemek gibi bir maʹnâdır; hâlen ʹAcem diyârında beyne’r-revâfız cârîdir. Meselâ bir kimse bir hatuna nikâh ve tezevvücü müşʹir taʹbîrât îrâd eylemeyerek “Kırk gün senden müntefiʹ olmak zımnında on kuruşa bana gelir misin?” deyip o dahi râzî olup işbu iştirât cihetiyle kırk gün er ve ʹavret gibi muʹâmeleden sonra on kuruşu teslîm eylemekle ıtlâk ve tesmiyeye dâ΄ir bir söz söylemeksizin ʹavret bırakıp gider, bi-ʹaynihi îcâr ve istîcâr gibi bir hâlettir. Ve bu nikâh harâmdır. Ḣayber melhamesinde üç gün ruhsat olduktan sonra İmâm ʹAlî kerremallâhu vechehu ber-mûcib-i emr-i ʹâlî tahrîmi bâbında nidâ eylemiştir. İşbu مُتْعَةٌ [mutʹat] nikâh-ı muvakkatten başkadır, tafsîli kütüb-i fıkhiyyede mebsûttur. İntehâ. Ve

مُتْعَةُ الْحَجِّ [mutʹatu’l-hacc] Temettuʹ vechiyle olan hacca ıtlâk olunur ki hacca ʹumre zamm eylemekten ʹibârettir, zîrâ haccın envâʹı üçtür: hacc-ı ifrâd ve hacc-ı kırân ve hacc-ı mutʹadır. Hacc-ı ifrâd maʹlûmdur. Ve hacc-ı kırân mîkâttan ʹumre ile hacca birden telbiye eylemektir ki ʹumre ile haccın beynini cemʹ eder. Ve hacc-ı temettuʹ sene-i vâhidede ibtidâ ʹumreye ihrâm ve tahlîl edip ehl ve vatanına nüzûl-i sahîhle nüzûl eylemeksizin hacca ihrâm eylemekten ʹibârettir. Bunda ʹumre ile müntefiʹ olunur ki Câhiliyye’de eşhür-i haccda ʹumre eylemezler idi, Ehl-i islâm’a meşrûʹ oldu. Ve bunda mîm’in kesriyle de lügattır. Ve

مُتْعَةٌ [mutʹat] Kifâyet edecek kadar zâd ve tûşeye ıtlâk olunur; yukâlu: مَا لَهُ مُتْعَةٌ وَهِيَ مَا يُتَبَلَّغُ بِهِ مِنَ الزَّادِ Bunda dahi mîm’in kesriyle câ΄izdir. Cemʹi مُتَعٌ [mutaʹ] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve مِتَعٌ [mitaʹ] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde. Ve

مُتْعَةٌ [mutʹat] Kovaya ve kırbaya ve kuyunun ipine ıtlâk olunur, bâʹis-i intifâʹ oldukları için. Ve azca zâd ve maʹâşa ıtlâk olunur. Ve mutlakan temettuʹ ve intifâʹ olunacak şey΄e denir, sayd ve taʹâm gibi. Bunlarda dahi mîm’in kesriyle lügattır. Ve

مُتْعَةُ الْمَرْأَةِ [mutʹatu’l-mer΄et] Tatlîk olunmuş hatuna mehr-i mislinin nısfından zâ΄id sıla ve ʹatiyye olunan şey΄e denir, tatlîkle tevhîş olunduğuna mukâbil cebr ve tatyîb için iʹtâ olunur. Ve bunun vâcib ve sünnet ve müstahab olanı vardır ki mecmûʹu dört surettir. Meselâ kable’d-duhûl, kable’t-tesmiye vâcibdir; baʹde’d-duhûl, kable’t-tesmiye müstahabdır; yukâlu: مَتَعَ الْمُطَلَّقَةَ بِمُتْعَةٍ وَهِيَ مَا وُصِلَتْ بِهِ بَعْدَ الطَّلاَقِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı